Küresel döviz piyasasında her gün 4 trilyon dolar el değiştiriyor. Döviz alıp satan firmalar hafta sonunda, "eurodan çıkıp yerel para birimlerine dönüş olursa, bunun sonucu ne olur" sorusunu test etti.
Japon Nomura Holding'in, "müşterilerinin euro tahvillerinin Yunan ulusal para birimi drahmiye dönüşmesi halinde tepkiler ne olur" diye uyguladığı senaryoda, drahmi tahvillerinin hemen çöktüğü gözlendi. Yine CLS Bank International'ın yaptığı stres testinin sonuçlarında, yatırımcıların Alman markı veya İtalyan lireti gibi yerel para birimlerini seçme senaryolarına hazırlıklı olmadığı ortaya çıktı.
Peki euro için yatırımcıların düşünceleri ne? GaveKal firmasının araştırmasına göre, yatırımcılar euro tahvil piyasasında güven sorunu yaşandığını düşünüyorlar. Ve Barclays Capital'ın bin yatırımcıyla yaptığı görüşme sonuçları, yatırımcıların yarısının 2012'de en az bir ülkenin Euro Bölgesi'nden ayrılacağı düşüncesinde olduğunu gösteriyor. Test verileri Euro Bölgesi'nden kopmalar olacağı beklentisinin oluştuğunu bize gösteriyor.
Peki Euro Bölgesi'nden ilk çıkan ülke için nasıl bir yol izlenecek?
ICAP PLC firması, Yunanistan'ın drahmiye geçmesi halinde, drahminin dolar ve euro karşısında değerinin piyasaya çıkılmadan doğru olarak değerlendirilemeyeceğini, ihtiyatlı olmak gerektiğini belirtiyor. ICAP, drahminin ilk işlem saatlerinde başlangıç şoklarının yaşanacağını düşünüyor.
Peki yatırımcı euroya olan güvenini niye kaybediyor? Kaybediyor, çünkü yatırımcılar, Avrupalı liderlerin Euro Bölgesi'ndeki borç krizini önlemeye muktedir olmadığını düşünüyor. Geçen hafta satışa çıkartılan İtalya, İspanya ve Almanya'nın tahvillerine yeterli talep gelmemesi yatırımcıların bu görüşünü doğruluyor.
Ayrıca Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OEDC), dün yaptığı açıklamada dünya ekonomisinin ana riskinin Euro Bölgesi krizi olduğunu belirterek krizin yeni bir evreye geçip Euro Bölgesi'nin dışındaki ülkelere yayıldığını ileri sürdü. Ve bu yılın son çeyreğinde Euro Bölgesi'nin yüzde bir küçüleceğini belirterek, 2012'de dünya ekonomisi için açıkladığı büyüme tahminini revize edip yüzde 3.8'den yüzde 3.4'e düşürdü.
OECD, sorunun çözülmesi için Avrupa Merkez Bankası'nın faiz indirmesini ve ülke tahvillerini satın almasını öneriyor. Aksi takdirde Euro Bölgesi'nde ekonomik durgunluğun derinleşeceğini ileri sürüyor. Zaten bugün Brüksel'de Euro Bölgesi'nin 17 maliye bakanı toplanıp Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun işleyişini görüşecek. Anlayacağınız Avrupa'da toplantı üzerine toplantı yapılıyor ama ortada sonuç yok. İşte bu nedenle yatırımcı euroya güvenini kaybediyor. Dolayısıyla Türkiye'nin riskini alıp Türk parasına güvenmekte fayda var.