Tunus ve ardından Mısır'da birdenbire patlak veren olaylara kimse akıl erdiremedi. Hatta İsrail Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi, Mısır olaylarının aniden ortaya çıkmasını sadece İsrail'in değil, Mısır Genelkurmay Başkanı'nın da böyle bir ayaklanmayı beklemediğini ileri sürdü.
Peki Mısır'da iki hafta önce başlayan olayların asıl nedeni ne? Mısır ve Perulu 120 kişilik teknisyen ekip, 2004'te ekonomik sorunlara çözüm bulmak amacıyla 300 mahalli lider ve sokaktan binlerce insanla konuşarak bin sayfalık bir reform planı hazırlar. Bu reform planını hazırlatan Maliye Bakanı Muhammet Medhat Hassanein 2004'te planı kabineye de kabul ettirir. Ama Mısır'ın başlıca gazetesi El Ahram, reform planını "tarihin kapıları Mısır için açılıyor" diye duyurunca, Maliye Bakanı Hassanein hemen görevden alınır. Anlayacağınız, gizli güçler statükoyu korumak için hemen harekete geçerler ve reform planını duyar duymaz durdururlar.
Mısır'ın ekonomik reform planını hazırlayanlar arasında bulunan Perulu ünlü iktisatçı Hernando De Soto, The Wall Street Journal'daki yazısında, reform planı için yapılan araştırmada Mısır'da gayrimenkullerin yüzde 92'sinin tapusuz olarak kullanıldığını belirtiyor. Eğer mülkiyet hakkı yasal tapuya dönüştürülerek kullanılsa, 400 milyar dolarlık bir varlık değerinin ortaya çıkacağını ileri sürüyor. Ama ne var ki, bu değerin ekonomiye kazandırılmasına izin verilmiyor. Bu da doğrusu hemen akla Türkiye'de bir türlü verilmeyen tapuları getiriyor. İstanbul'da hâlâ pek çok konut, kat mülkiyeti tapusuna sahip değil. Arsa tapusuyla idare ediliyor işler. Böylece kat mülkiyeti tapusu olmadığı için tapu karşılığı kredi kullanarak iş yapabilmek mümkün olmuyor.
Tekrar Mısır'a dönersek, De Soto'ya göre, Mısır'da özel sektör yasal olarak 6.8 milyon kişi, devlet 5.9 milyon kişi, kayıt dışı sektör ise 9.6 milyon kişiyi istihdam ediyor. Anlayacağınız en büyük istihdam yeraltı ekonomisi tarafından sağlanıyor.
Gelelim Mısır'da iş kurmanın güçlüğüne... Mısır'da bir fırın açmak için bürokrasiden izin alma süresi ortalama 500 günü buluyor. Sadece fırın açma izni almak için, 10 yıl bürokrasiden belgelerin çıkmasını bekleyenler var. Çünkü tam 56 ayrı devlet biriminden izin almak gerekiyor. İş kurmak yasal olarak sınırlandığı için, Mısır'da çok çalışarak tasarruf etseniz bile refah seviyenizde pek fazla ilerleme olmuyor. Çünkü bürokrasinin işleyişi ortalama Mısırlı'ya ekonomik olarak gelişme imkânı vermiyor.
Şimdi gelelim Mısır'da isyanın asıl sebebine... "Mısır'da halk niye ayaklandı?" diye herkes birbirine soruyor. Bu sorunun cevabı iktisatçı De Soto'dan geliyor. Halkın girişimci gücünü kısıtlayarak yapılan ekonomik ayrımcılık (economic apartheid), Mısır'daki isyanın asıl nedeni işte.
"Peki Türkiye ile Mısır'ın farkı ne?" diyerek sorabilirsiniz. Türkiye ile Mısır arasında tapu, kayıt dışı ekonomi ve uzun bürokrasi süreci gibi benzerlikler olmakla birlikte çok büyük bir fark var. Türkiye'de Anadolu sermayesi, statükocu İstanbul sermayesinin asker ve yargı vesayetine dayanarak yürüttüğü ekonomik ayrımcılığa AK Parti'yi iktidara getirerek son vermeye çalıştı. 12 Eylül anayasa değişikliklerinde asker ve yargı vesayetine bir miktar son verildi. Haziran seçimlerinin ardından asker ve yargı vesayetine demokratik anayasayla son verildiği takdirde ekonomik ayrımcılık tam olarak bitecek. İşte statükocu sermayenin şimdi derdi bu. Acaba halkı ve askeri sokağa döküp nasıl AK Parti'yi devirip seçim yaptırmayız diye düşünüyorlar. Mısır'da halkın sokağa dökülmesini, örnek gösteriyorlar. Oysa tam tersine Türkiye'de sokağa dökülmesi istenen halk iktidarda. Yani Anadolu sermayesi iktidarda. Dolayısıyla ekonomik ayrımcılık yoluyla elde ettiği devlet rantlarını kaybetme sürecine giren İstanbul sermayesi sokağa dökülmeli ki, o da hangi yüzle sokağa dökülecek?