Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Hiper marketlerden ve vergi affından şikâyet var

Mahalle esnafı şikâyetçi. Hiper ve gross marketlere sınırlama getirecek yasa hâlâ çıkarılamadı.
Oysa Avrupa Birliği mevzuatında olduğu gibi, büyük marketlerin , mahallelerde alt birimler kurarak bakkal ve esnafla rekabete girmeleri bir yasayla engellenmeli.
Özellikle beyaz eşya satan mahalle esnafı, yabancı sermayeli hipermarketlerden çok şikâyetçi. Pek çok esnaf elektronik postayla beni uyarıp, ucuz beyaz eşya satan hiper marketlerin kendilerini zor durumda bıraktığını ileri sürüyorlar.
Peki esnafın hiper marketlerden şikayeti ne? Yabancı sermayeli beyaz eşya satan hiper marketler, halka, bin liralık buzdolabını 800 liraya sattıklarını duyuruyorlar. Sonra on tane satıp işin içinden çekiliyorlar. Ardından esnaf ve müşteri karşı karşıya kalıyor. Müşteri "İşte şu hiper markette bu buzdolabı 800 lira, sende niye bin lira?" diye itiraz ediyor.
Oysa bu hipermarketler, on adet satmak için üretici firmadan her bir buzdolabı için 200 liralık reklam ve yer parası alıyorlar ve yine buzdolabı başına bin lira tahsil ediyorlar.
İşte esnaf müşteriye bunu anlatmaya çalışıyor. "Bizim böyle bir olanağımız yok. Dolayısıyla bin liranın altında satamayacağımız için müşteri karşısında zor durumda kalıyoruz ve malımızı satamıyoruz." diyor.
Esnaf haklı. Büyük balığın küçük balığı yuttuğu bu duruma bir son vermek gerekiyor. TBMM Genel Kurulu'na gelen "torba yasa tasarısı" na hiper ve gross marketlerin mahalle arasına alt birim açmasını engelleyen bir madde koymakta büyük fayda var.
Gelelim vergi affıyla ilgili şikayete… Borçların yapılandırılması ya da kısaca halk arasında "vergi affı" olarak isimlendirilen yasa tasarısı Bütçe ve Plan Komisyonu'ndan geçti. Yarın TBMM genel kurulunda torba yasa kapsamında kamu borçlarının yapılandırılması ele alınacak. Ama anlaşılan yasa tasarısında bazı konuların tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor.
Dün pek çok ilde defterdarlık yapmış bir arkadaşım aradı. Tasarının yargı aşamasındaki vergi uyuşmazlıklarında haksızlığa neden olduğunu belirtti.
Öyle ki.... Eğer bir vergi mükellefi, vergi mahkemesinde ve Danıştay'da davası sürerken, "vergi dairesi üzerime gelip haciz yapmasın" düşüncesiyle vergi borcunu ve cezalarını ödediyse, borç yapılandırılmasından yararlanamayacak. Ama vergisini ödemediyse aftan yararlanacak.
Mesela, 100 bin lira vergi aslı, 300 bin lira vergi cezası, 120 bin lira da gecikme faizi salınan bir mükellef, hiçbir ödeme yapmamışsa ve davasından vaz geçerse 100 bin lira vergi aslının yüzde 50'sini ödeyerek TÜFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarını 36 ay vade ile ödeyip 300 bin lira vergi cezası ve 120 bin lira gecikme faizi silinecek.
Dava, Danıştay aşamasındaysa, bu defa vergi aslının tamamını ödediği takdirde ceza ve gecikme faizi silinecek. Halbuki onunla aynı durumda olan ve davası devam ederken, vergi aslı, cezası ve gecikme faizlerini, mallarıma haciz gelmesin korkusuyla ödeyen mükellef yasanın olanaklarından yararlanamayacak. Böylece vergi mahkemesinde ve Danıştay'da davası devam edenler haksızlığa uğrayacak.
Haklı olarak "Peki vergisini zamanında ödeyenler ne olacak?" sorusu hemen aklınıza gelebilir. Haklısınız.... Bari bu aşamada mümkünken, yargı sürecindeki vergi uyuşmazlıklarından doğan eşitsizlikler düzeltilsin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA