Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Tayyip Erdoğan'a kimler kızıyor?

Bütçe açığının küçülmesi, enflasyonun gerilemesi, faizlerin düşmesi, ekonominin büyümesi, işsizliğin azalması bazılarını nedense sinirlendiriyor. Ekonomiyle ilgili bir olumsuzluk oldu mu, o hemen öne çıkarılıyor, olumlu rakamlar ise adeta gizleniyor. Olumlu bir ekonomik gelişmeye mutlaka tuhaf bir neden bulunuyor. Mesela işsizlik oranı gerileyince, bazıları, detaylara hiç bakmadan, "zaten işgücüne katılma oranı azaldı, ondan işsizlik düştü" diyorlar. Oysa tam aksine işsizlik rakamı, işgücüne katılma oranı artarken geriliyor. Mesela gene bazıları ekonomik büyüme oranı çift haneli çıkınca, "ama" diye başlıyorlar ve "bir önceki üç aylık döneme göre mevsim etkilerinden arındırıldığında, büyüme artmadı, durdu" türünden garip hesaplamalar yapıyorlar ve onların açıklamaları medyada hızla öne çıkarılıyor.
Peki ekonomide olumlu gelişmeleri, bir bahane bularak gözlerden saklamaya çalışanlar kim? Bir kere bu kızgınların büyük çoğunluğu, geçmiş dönemlerde enflasyon yoluyla para kazananlardan oluşuyor.
Enflasyonun son sekiz yılda yüzde 70 seviyesinden yüzde 8'lere gerilemesi Türkiye'de enflasyon yoluyla para kazanan bir kesimi iflasa sürükledi. Bunlar, fiyatlar sürekli yükselecek düşüncesiyle mal stoklayan kişilerdi. Enflasyon gerileyince, bu kişilerin işleri bozuldu. Pek çoğu iflasın eşiğine geldi.
Ayrıca enflasyonun gerilemesi, faizle geçinen pek çok kişiyi de sinirlendirdi. Yüksek enflasyon beraberinde yüksek reel faizi getirdiği için geçmiş dönemde parasını bankaya yatırıp yüksek reel faizle geçinenler şimdi normalleşen ekonomiden şikâyetçiler. Gelelim devlet rantlarıyla zengin olanlara... Onlar da kamu varlıklarını ucuz kaynak olarak kullanıp sonra geri ödemeyen statükocu işadamlarından oluşuyor. Geçmişte alıştıkları gibi IMF'den borç alınıp onlara verilmeyince kızgınlıkları iyice arttı. "Referandum ertelensin" diyorlar. Bu isteklerini de yapılan anayasa değişikliklerini yetersiz buldukları gerekçesiyle açıklıyorlar. Oysa bunlar hem anayasanın demokratikleşmesine karşı, hem de AK Parti'ye evet ya da hayır olayına dönüştürülen referandumda AK Parti'nin yıpratılmasını ve iktidardan gitmesini istiyorlar.
Olumlu ekonomik rakamlardan bir de önceki hükümetler döneminde sokaklarda Başbakanlık korumalarıyla bile silahlı çatışmaya girebilen mafya rahatsız. Bugün hepsi içerideler çünkü. Sadece onlar mı? Darbe planları yapanlar da, savaştan çıkar sağlayanlar da, "devletin botuna cebimden para verip benzin aldım, Kardak kayalarına çıktım" diyerek kasıtlı olarak devlet itibarını düşürenler de ekonominin iyi gidişinden çok rahatsızlar. Oysa her sivil ve askeri devlet biriminde beklenmedik olaylara karşı giderleri karşılayacak sayman mutemetleri bulunur. Bu mutemetler devletin parasını üzerinde taşır, avans vererek acil ihtiyacın karşılanmasını sağlar. Böylece devleti kimseye muhtaç etmezler. Ama şimdi bazıları devleti muhtaç gösteriyorlar.
Anlayacağınız, ekonomi düzeldikçe ve ülke demokratikleştikçe rantiyeler, statükocu işadamları, mafya, darbeciler, stokçular ve savaş isteyenler Hükümet'e ve Tayyip Erdoğan'a karşılar. Onlar da karşı olsunlar zaten.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA