Dün açıklanan veriler, işsizlik rakamlarının hızla gerilediğini gösteriyor. Son verilere göre, ekonomide yaşanan hızlı toparlanma, özellikle tarım dışı sektörlerde çalışan sayısını artırdı ve genç nüfusta işsizlik oranı büyük çapta geriledi.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun verileri şu sonuçları ortaya koydu. Nisanda işsizlik yüzde 12'ye geriledi. Geçen yılın aynı döneminde işsizlik yüzde 14.9 seviyesindeydi. Bu arada genç işsizlik oranı da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.3 puan düşerek yüzde 21.2 oldu. Böylece geçen yılın aynı dönemine göre istihdam edilenlerin sayısı 1 milyon 803 bin kişi artarak 22 milyon 501 kişiye ulaştı.
İşsizliğin anayasa değişikliğiyle ne alakası var diye düşünebilirsiniz. Ama öyle değil. Çünkü Anayasa'da yapılacak değişikliklerle artık işadamları vergi borcu ya da başka bir nedenle hâkim kararı olmadan karga tulumba uçaktan indirilemeyecek. İşadamı askeri mahkemelerde yargılanamayacak. Ve artık yüksek mahkemeler ideolojik amaçlarla yatırımları "yerindelik denetimiyle" durduramayacak.
Hatırlanacaktır, Türk Telekom şirketi 1994'te özelleştirilseydi, elde edilecek gelir o dönemin Başbakanı'nın açıklamasına göre 40 milyar dolar civarında olacaktı. Maalesef Anayasa Mahkemesi TT'nin özelleştirilmesine izin vermedi ve 2006'da TT ancak 12.5 milyar dolar toplam şirket değeriyle özelleştirilebildi. Böylece bugünkü değeriyle 167 milyar dolar tutarında bir alternatif gelir kaybı ortaya çıktı. Eğer bu yargı engeli olmasaydı, Türkiye'de istihdam bugün en az yedi yüz bin kişi fazla olurdu.
Gelelim işsizliğin yüzde altıya düşürülmesine... Yatırım kararları bu ülkede hep yargıya götürülüp durduruldu. Satış, işletme hakkı devri, yap-işlet, yap-işletdevret yöntemleri için açılan davalar, bilirkişi raporu dahi hazırlanmadan "Kamu yararı görülmemiştir" gerekçesiyle doğrudan mahkeme kararlarıyla iptal edildi. Bu yüzden yatırımcıda yatırım iştahı kalmadı. Şimdi Anayasa değişiklikleri kabul edilirse, meclisin ve hükümetlerin ekonomik kararları üzerindeki yargı vesayeti ve bürokratik vesayet kalkacak ve böylece ülkeye daha çok doğrudan yabancı sermaye girişi olacak. Ayrıca Türkiye'de kazanılan para, demokratik olmayan uygulamalar yüzünden yurtdışına kaçmayacak. Böylece cari açık kapanacak ve istihdam artacak.
Eğer anayasa değişikliği referandumda kabul edilirse, dünya ekonomisi 2010'da, IMF tahmini doğrultusunda yüzde 4.6 ve 2011'de yüzde 4.3 büyürse, Türkiye işsiz sayısını bir yıl içinde 1.7 milyona indirebilir. Bu sayı da yaklaşık yüzde altı seviyesinde bir işsizlik oranına denk düşer. Kimsenin kuşkusu olmasın, demokrasi, yatırımları çoğaltır, işsizliği azaltır. Anayasanın sivilleşmesine ve demokratikleşmesine "evet" demek, hem ülke hem vatandaş açısından daha zengin bir ekonomiye, daha iyi bir hayata "evet" demektir.
