Roland Garros'nun son 6 gününü yerinde izledim. Tek bayanlarda Avustralya açığın finalisti Çinli Li Na, aradan geçen süre de performansını yükselterek bu kez şampiyon oldu.
Erkeklerde dünya sıralamasında ilk 4'ün yarı finale kalması, işin zorluk derecesini artırdı. Yarı finaldeki Federer-Djokovic maçı, bugüne kadar gördügüm en iyi, en kaliteli, en heyecanlı erkekler maçıydı. Elbette Federer-Nadal finali de beklendiği gibi seyir zevki üst düzeyde geçti. Favori Nadal karşısında bu turnuvaya çok iyi hazırlanmış olan Federer, büyük bir mücadele vermesine ve elinden gelen her şeyi yapmasına rağmen 3 saat 45 dakika sonra maçı 3-1 kaybetti. Mükemmel başladığı ve 5-2 öne geçtiği ilk sette, set sayısını değerlendiremeyince aniden dönen oyunda bu seti 7-5 kaybetmeseydi sonuç değişebilirdi. Nadal'ın en büyük özelliği rakipten gelen bütün öldürücü topların çoğunu inanılmazı başararak karşılaması. Üstelik karşılanması bile zor bu toplar rakip alana çok etkili bir şekilde dönüyor. Nadal'ın her topu bitmez tükenmez bir enerji ve çabuklukla karşılaması doğal olarak oynadığı tüm rakiplerinin sinirlerini bozuyor. Tıpkı Barcelona'nın müthiş pas trafiğinin rakiplerin sinirlerini bozduğu gibi.