Kritik Belçika deplasmanı öncesi takımımızın genel durumu hiç iç açıcı değildi. Gökhan Gönül, Hamit, Nuri gibi çok önemli eksiklerimizin yanında kadrodaki futbolcularımız zihinsel ve fiziksel olarak bu maça hazır değillerdi. Bu şartlarda maç öncesi takım tertibini görünce bizim için 1 puanın dahi, çok çok zor olacağını düşündüm.
Hiddink'i anlamak mümkün değil. Kadro tercihleri son derece yanlış. Kazım'a ileride son adam görevi verdi. Yer seçimini ayarlayamayan, hücum girişimleri olgunlaşırken nerede ne yapacağı bilinmeyen, sırtı karşı kaleye dönük oynama özelliği olmayan oyuncudan santrfor olur mu? Çağlar, yeteneklerini takdir ettiğim ve beğendiğim bir sol kenar adamı. Ama ağır sakatlık sonrası bütün sezonu boş geçirdi. Deneyimi de yok. Bu tip bir maçta ona görev vermek son derece yanlış. Kritik bir deplasman oynuyoruz. Burak ve Kazım'ın defansif yönleri zayıf. Arda da fizik olarak hazır değil. Bu tabloda çok iş düşecek olan defans bloğunu biraz rahatlatabilmek için devamlılığı olan etkili bir presçiye ihtiyaç var. Valencia gibi bir takımda direk oynayan Mehmet Topal, yedek kulübesinde. Bunu benim mantığım asla kabul edemiyor.
1 PUANI ŞANSIMIZLA ALDIK
Hazır olmayan bir kadro ve birbirlerini tanımayan oyunculardan kurulu yanlış bir 11 ile Belçika karşısında iyi futbol oynamamız, savunma güvencesi oluşturabilmemiz ve hücum etkinliği sağlayabilmemiz kesinlikle mümkün değildi. Öyle de oldu. Şansımız sayesinde bizim için çok önemli 1 puan kazandık. İkincilik yarışında bir adım öndeyiz. Hiddink'ten gerçekten çekiniyorum. Kulüp takımlarına gelen kariyerli sistem hocaları hep başarısız oldular. Hiddink'in de Milli Takım'ın başına geldiğinden beri hiçbir icraatı tatmin edici değil. Üstelik bir de seneler önceki F.Bahçe örneği var. Hiddink keşke Chelsea ile anlaşsa.