Fenerbahçe'yi çok tehlikeli günlerin beklediğini, neticelerin iyi gittiği dönemde, deneyimlerime dayanarak hissedip haftalar öncesinden yönetimi defalarca uyardım. Eleştirilerimin genelini özetleyerek tekrarlayım; Daum kadro teşkilinde adaletsiz davranıyor. Başkan Aziz Yıldırım'ın sevdiği büyük paralarla transfer edilmiş isimleri ön plana alarak kadro teşkil ediyor. Bu isimlere sınırsız kredi sağlıyor.
Takıma katkı sağlayacak birçok futbolcuyu da yok sayıp ruhen bitiriyor. Roberto Carlos, Santos ve Güiza, takımı düşünmeden kendi hayatlarını yaşıyorlar. Sahaya çıkıp yürüyorlar. Buna rağmen yönetim de bu kadar para verdiği oyunculara "Nedir bu halin diye" hesap sormuyor.
Alex yetenekli ve zeki bir futbolcu ama devamlılığı yok. Az koşuyor, ikili mücadelelere girmiyor. Kolay ligde zekasıyla gol atıyor, asist yapıyor. Ve böyle bir futbolcu kahraman ilan ediliyor. Alex konusundaki görüşüm şöyle: "Günümüz futbolunda hiçbir takım bir oyuncuya endeksli olamaz."
DERBİ SARHOŞLUĞU
Galatasaray derbisinden sonra da yazdım. Derbi kazanmak şampiyonluk demek değildir. Fenerbahçe üç sene önce Galatasaray'dan 6 puan aldı; Galatasaray şampiyon oldu. Geçen sezon da Beşiktaş'tan 6 puan aldı; ancak Beşiktaş şampiyon oldu.
3-1 kazanılan Galatasaray derbisinden sonra o keyifle hatalar zinciri başladı. İdmanda kutlamalar, şenlikler yapıldı. Alex'e padişah şapkası giydirildi.
Sonraki hafta 1-1 berabere biten Kayserispor maçındaki kötü futbol da kimseyi uyandırmadı.
3 haftalık ara tekrardan disiplini sağlamak için önemli bir fırsattı. Bazı isimlerin kulakları çekilip iki özel maç yapılabilirdi. Yedeklere moral depolanırdı. Halbuki herkes tatile çıktı. Eldeki kadroda ortasaha oyuncularının yapısı ve Alex'in hiç defans yapmadığı göz önüne alınırsa, Fenerbahçe iki ön liberolu 4'lü ortasaha oynama mecburiyetindedir. Yani Güiza-Semih çift santrfor oynayacaksa; Alex oynamaz. Geçen haftaki yazımda, geçen sezon İnönü'deki derbiden bir örnek vermiştim. Fenerbahçe çok eksikti. Defansın ortasında Gökhan Gönül-Yasin vardı. Sistem 4-4-2'ydi. İleride Güiza-Semih vardı; Alex yoktu. Fenerbahçe Beşiktaş'ı güle oynaya yendi.
ALEX FORVETE!
Güiza'yı güçlendiremeyen, Semih'i de santrfordan saymayan Daum, Beşiktaş derbisinde Kazım'ı santrforda oynattı. Kazım da cezalı olunca 1 hafta sonra Kasımpaşa önünde çift forvete döndü.
Hem de Alex'le 3'lü ortasahada, maç eksiği ve moral bozukluğundaki Selçuk, sol tarafta hem yapısına ters hem de futbolu bilmeyen Mehmet Topuz.
Sol bekte de keyfine göre oynayan Roberto Carlos olunca, Kasımpaşa 3 gol attı; attığından fazlasını kaçırdı.
Koch için hem futboldan anlıyor hem de iyi kondisyoner deniyor. Geçen hafta elinde kağıt kalemle Koch, Kasımpaşa- Trabzonspor maçında rakibini analiz ediyordu. Ancak Cumartesi gecesi taktik ve kondisyon olarak tam bir felaket tablosu vardı.
Güiza, Beşiktaş maçında ilk 11'de oynamayınca "Sakatım" deyip kaçtı. Kasımpaşa maçında da ceza yerine ödül aldı. Maçtan sonra Roberto Carlos, Daum'u azarlıyor. Bu tip bir teknik adama futbolcular nasıl inanıp güvenebilir?
Tüm bunlara rağmen Fenerbahçe hala lider. Benim görüşüm ilk devreyi beklemeden radikal kararlar almaktır, sonra iş işten geçebilir....