Avrupa'dan Güney Afrika'daki Dünya Kupası'na katılacak son dört takımı belirleyecek playoff'larda ilk ayaklar beklendiği gibi zorlu geçti. Fransa-İrlanda maçı haricindeki rövanşlar büyük mücadelelere sahne olacak.
Bu dört maçtan, Bosna'nın ne yapacağını daha çok merak ettiğimden bu karşılaşmayı canlı izlemek için Portekiz'e gitmeyi tercih ettim. Tahmin ettiğim gibi 65 bin kişinin renklendirdiği çok güzel bir atmosferde zevkli, tempolu, kıran kırana bir mücadele oldu. Portekiz kaliteli bir kadroya sahip. Ronaldo gibi büyük bir yıldızın eksikliği, kendileri için önemli bir kayıptı. Aslında birçok takımda olmayan Simao ve Nani gibi çok iyi kanat oyuncularına sahipler. Ama tabii ki Ronaldo başlı başına bir silah. Portekiz genelde iyi oynadı. Bölüm bölüm etkili ataklar yaptılar. Bosna'nın hücum gücünü bildiklerinden skor avantajına sahip oldukları ikinci yarıda riski bırakıp, kontrollü anlayışa geçtiler. Kopuk kopuk ataklarla ikinci golü aradılar. Son dakikaya kadar da rakibe pozisyon vermediler. Ama o dakikada büyük şans faktörü yanlarındaydı. Aynı pozisyonda top iki defa direkten dönünce Bosna inanılmaz bir gol kaçırdı.

BASİT FUTBOL OYNUYORLAR
Bosna'yı bir kere daha çok dikkatle izledim. Güçlü bir takım olmasalar da basit futbolu oynamasına biliyorlar. Ne de olsa Yugoslav ekolü. Rakip ataklar karşısında geride iyi yerleşiyorlar. Kazandıkları topları ayağa oynayarak öncelikle kolay kaybetmemeye çalışıyorlar. Devamlılıkları olmasa da planlı- programlı bir hücum girişimleri var. Ayrıca Salihovic ve Misimovic gibi duran top ustalarına sahipler. Kornerler ve yan frikiklerde ceza alanı içinde etkili bir hava köprüsü kuruyorlar. Kendi kalelerine gelen duran toplarda da adam ve saha paylaşımları iyi bir takım. Bu konuda Portekiz'e hiç nefes aldırmadılar.
Bosna yediği gol dışında, genelde atak rakibi karşısında bir net pozisyon verdi. Az hücum etmesine rağmen 3 net pozisyon kaçırdı. Rövanşta tabii ki Portekiz avantajlı. Çünkü iyi bir takım için kendi sahasında gol yemeden tek farklı kazanmak önemli bir avantaj. Ancak Bosna sahasında gol yemezse mutlaka gol atar. Rövanşı merakla bekliyorum.
Hem 2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde, hem de son Dünya Kupası elemelerinde aynı grupta olduğumuz olan Bosna'yı bir kere daha izledikten sonra Milli Takımımız ile mukayese yapmak istiyorum.

KADRO İSTİKRARIMIZ YOK...
Potansiyel olarak tabii ki çok fazlamız var. Ama kadro istikrarımız ve belli bir oyun kurgumuz yok. Duran toplardan kolay gol yiyoruz, zor gol atıyoruz. Hücum girişimlerimiz de planlı-programlı değil. Doğal olarak belli bir düzeni oturmamış takımın grup maçlarında istikrarlı bir grafik çizmezsi mümkün olmuyor. İşte Bosna ile olan bu farklılık yüzünden biz Belçika ve Estonya'ya 7 puan kaybettik. Bosna hiç puan kaybetmedi. Avrupa Şampiyonası elemelerinde de aynı istikrarsızlığı yaşayıp deplasmandaki Norveç galibiyetiyle hayata dönmüştük.
Bosna'nın eğer Portekiz karşısında ikinci maçta zoru başarırsa Dünya Kupası'na gidebilme şansı var. Ondan biraz daha fazla bizim 3 ay evvel deplasmanda farklı yendiğimiz Ukrayna'nın da şansı var. Gel de yanma.