Teknik açıdan iki takımı analiz ettiğimde, derbi öncesi favorim, eğer Mustafa Denizli sürpriz bir kadro yanlışı yapmazsa Beşiktaş'tı. Denizli kadro tercihini doğru yapıp taktik stratejisini de Fenerbahçe'nin zaaflarına göre planlayınca Beşiktaş kolay kazandı. Sivok ve Ferrari deneyimli, işi bilen ve agresif santrfordan çekinmeyen tipte defans oyuncuları. Bu sayede tahmin ettiğim gibi bu ikili güçlü ama futbolu bilmeyen Kazım'ı kolayca saf dışı ettiler. Fink Alex'e kelepçe taktı, dinamo Ernst de Emre'yi kontrol altına aldı. Bu durumda Fenerbahçe'nin o geceki kadrosuyla hücum zenginliği sağlaması mümkün değildi.
Fizik açıdan güçsüz Carlos-Santos ikilisiyle sol kulvar çalışamazdı. Mehmet Topuz'un formsuz ve yetersiz futbol bilgisi, Gökhan'ı yalnızlığa ittiğinden sağ kulvarı da aktif hale getiremezdi. Bu durumda bir tek markajsız Cristian'ın hamleleri Beşiktaş için tehlikeli olurdu. Ama Cristian'ın yapısı ofansif katkı için uygun değildi. Bir örnek vermek gerekirse, Aurelio ile mukayese ediliyor, ama Aurelio olsaydı o geceki tabloda rakip lehine gelişen saha içi dengesini bozabilirdi. Sonuç olarak Beşiktaş istediği 3 puanı alarak tekrardan yarışa ortak oldu.
Her zaman vurguladığım gibi kesinlikle neticelere göre eleştiri yapmam. Kazım, Bükreş'te santrfor oynadı, çok çalıştı, gol attı, gazetelerden en yüksek notu aldı. Görevini yaptı ama "Kazım'dan santrfor olmaz" dedim. Galatasaray derbisinde Servet, Gökhan ve kaleci Leo Franco'yu fizik gücüyle bozarak rakip savunmayı arızaya uğrattı, galibiyete katkı sağladı ama yine de "Kazım'dan santrfor olmaz" dedim. Beşiktaş derbisi öncesi verdiğim görüşlerde de bunu tekrarladım. Şimdi çoğu kimse benimle aynı noktaya geldi.
Daum'un elinde Türk Milli Takımı'nın santrforu Semih var, ayrıca Avrupa şampiyonu takımın kadrosunda bulunan Güiza var. Üstelik bu ikili bugüne kadar çok az birlikte görev almış olsalar da birbirlerini tamamlayan özellikleriyle iyi bir partner olacaklarını gösterdiler. Böyle bir tabloda Daum futbolu bilmeyen, yapısı santrfor kimliğine uymayan Kazım'dan santrfor yaratıyor.
SANTOS SADECE BİR BEK
Santos transfer edildiği gün yazı yazdım, ilerleyen haftalarda da tekrar vurguladım: "Santos iyi bir bek ama başka bir yerde başarılı olamaz."
Tabi Carlos olduğundan ve sol öne oyuncu arandığından Santos burada kullanıldı, başarılı olamadı. Bir iki maç Daum kendisini Alex formatına soyundurdu, hayretler içinde kaldım. En sonunda da Beşiktaş maçında Vederson oyuna girdikten sonra Santos'u ön libero yaptı, olacak şey değil.
Bir de bana çok ters gelen bir olay var. Dünyada hiçbir takım bir oyuncuya endeksli olamaz ama Fenerbahçe koşmadan oynayan yetenek Alex'e endeksleniyor. Bu son derece yanlış. "Alex olmazsa olmaz" deniyor. Halbuki Antalya ve Manisa maçlarında da Alex'li Fenerbahçe son saniye golleriyle kazandı. Derbiyi de farklı kaybetti. Geçen seneye bir örnek verelim. Beşiktaş şampiyonluğa gidiyor, Fenerbahçe'nin iddiası kalmamış. Sivas'ın puan kaybıyla Beşiktaş İnönü'de Fener'i yenerse liderliğe geçecek. Fenerbahçe'de çok sayıda eksik var, Ali Bilgin sağ bek, Gökhan Gönül stoper. Bu sene Sivas'ta çok eleştirilen Yasin ikinci stoper. Güiza- Semih çift santrfor, Alex yok, Fenerbahçe hak ederek Beşiktaş'ı yendi. Futbol bir takım oyunudur. Eğer bunu inkar ederseniz istikrar sağlamanız ve iyi bir takım olmanız mümkün olmaz.
Daum büyük yanlışlar içinde. Patlamaya hazır Özer'i kazanamadı. Selçuk, Deniz gibi asker oyuncuların moralini bozdu. Uğur Boral yok oldu. Türkiye'nin en iyi santrforunu da ruhen çökertti. Çünkü yönetimin sevdiği isimlere göre kadro teşkil ediyor.
Fenerbahçe her şeye rağmen şu anda lider. Ama tehlikeli takımlarla içeride ikisi seyircisiz maçı, dışarıda da Trabzon ve Eskişehir deplasmanları var. Bu 4 maçı az hasarsız atlatıp ikinci yarıya Daum'un yeni bir çehreyle başlaması gerekir. Aksi takdirde beklenmeyen bir kaos ortaya çıkar.