Fenerbahçe-Zwolle maçını izlemeye başlamadan önce, gazetelerimi okumayı bitirdim. Hemen hepsinde ortak büyük bir Kovid haberi vardı..
"3 büyük ilde tehlikeli tırmanış!."
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, üç büyük ildeki Kovid vakalarını karşılaştırmalı olarak açıklamış.
Her 100 bin kişideki Kovid vakası, 10-17 Temmuz arasından bugüne..
İstanbul'da 75.12 iken, 88.19'a..
Ankara'da 57.95 iken 69.13'e..
İzmir'de 24.46 iken 33.43'e.. çıkmıştı.
Bakan sebepleri de açıkladı.
"Aşı olmamak", "maske ve mesafe" tedbirlerine uymamak!..
Hiç şaşırmadık Sayın Süleyman Soylu..
Hiç şaşırmadık..
Bu ülke hangi konudaki tedbir ve yasaklara uyuyordu ki Kovid kurallarına uysun..
"Herkesin başına polis dikemem" diyerek siz de bir yerde İçişleri Bakanlığı'nın ve güvenlik güçlerinin, kuralları alenen ihlal edenler önünde aciz kaldığını itiraf ettiniz..
"Herkesin başına polis dikemem ki?." Şimdi siz, herkesin başına polis dikemiyorsunuz diye, biz kurallara uyan vatandaşlar da sapır sapır ölecek miyiz yani..
Bu sütunlarda defalarca dünyadan örnek vererek çözüm önerdim..
"Cezaları korkutucu boyutlara yükseltin ki, herkes 'Ya yakalanırsam' desin ve konan hapis ve de büyük para cezalarına bakıp, kural ihlalini aklına bile getirmesin" dedim.
Gıkınız çıkmadı Sayın Soylu..
Sizden öyle cesaret aldılar ki, birtakım şımarık zengin çocukları, yasak saatlerde, ev partilerinde mahalleyi uyutmazken, ihbar üzerine gelen polise "Paran kadar konuş" bile dediler.. "İşte adam başı kestiğin ceza..
Hadi şimdi yürrrüüü.." Cezanın korkutuculuğu yok.
Polisin de itibarı yok, Sayın Soylu..
Şimdi futbol sezonu resmen başlıyor. Başta Süper Lig olmak üzere, amatör lige dek yüzlerce maç, her hafta.
Türkiye Futbol Federasyonu, maske ve mesafe kuralları başta, federasyonca konan önlemlere de uymak koşuluyla, stat kapasitesinin yüzde 50'si kadar seyirciye izin verdi.
Peki bu kurallara uyulacak mı?.
Zerre umudum yok..
Resimlere bakın, anlarsınız?.
Birinci resim Fenerbahçe- Zwolle maçından; hepsi maskesiz ve hepsi birbirine değerek yerleşim Fener seyircileri..
Nerde?. 100 binlik Olimpiyat Stadı'nda..
Aralarına 1.5 değil, 15 metre mesafe koyacak kadar yer var. Ama iç içeler ve hiçbirinde maske yok..
Neden?. Çünkü ne maçın sahibi Fenerbahçe'nin güvenlikten sorumlu elemanlarının umurunda, ne de İstanbul Polisi'nin. Hepsi maç seyrine gelmiş gibiler..
Şimdi başlayan Süper Lig'de maçları böyle oynarsak, Kovid salgını başta İstanbul, Türkiye'yi yeni baştan, hem de daha da ölümcül sarmaz mı?.
Bir yandan binlerce insan ölürken, bir yandan da iktidar çok daha ağır yasaklar koymak zorunda kalmaz mı?. Mecburen konan bu yasaklar yüzünden Türkiye bir de ekonomik krize sürüklenmez mi?.
Ya bu sorularıma cevap verin, Sayın Soylu..
Ya da işte sizin için sayfaya bastığım "Açık İhbar" resimleri için gereğini yapın..
Pardon!. Üçüncü resim de Galatasaray-PSV maçından.
Onda da durum farklı değil.
Bu resimlerin hepsi televizyon yayınlarından alındı.
Yani TRT ve D-Smart'tan bu maçların kayıtlarını isterseniz, hem önlem almayan Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerini mahkemeye verebilir, hem özel ve devlet sadece maç seyreden güvenlik görevlileri hakkında işlem yaparsınız!. Hem de o görüntülerden devleti hiçe sayan herkesi bulup ayıklarsınız.
Güvenlik kamerasından ayıkladığınız gibi..
Eğer İçişleri Bakanı iseniz Sayın Soylu!.
Devleti takmayan birtakım vicdansızlar ve akılsızlar yüzünden bir kışı daha evimde hapis geçirmek ve gelecek yaza ekonomisi iflas etmiş bir devlette girmek istemiyorum.
Başkan Erdoğan ve Sağlık Bakanı Koca'nın açıkladığı kurallara uyulmasını ya "sağlayın" ya da "sağlayın" Sayın Soylu!.
***
AMİPLERDEN BETERİZ!..
Ortaokulda öğrenmiştik, amipleri.. Bir de terliksi hayvanları.. Tek hücreli canlılardı ve bölünerek ürerlerdi..
"Milletimiz amiplere benzedi, hatta beter oldu" dersem kızmayın. Adeta konu arar olduk, tartışmak ve bölünmek için..
Eskiden "barika-i hakikat, yani gerçek güneşi"nin doğması için tartışırmış insanlar. Günümüz Türkiye'sinde amipler gibi bölünmek için..
Yahu Çin zaferinden sonra, takımın kaptanı, gerçek lider, "Bitmeden" "Bitti" demeyen, sonuna dek tüm varlığı ile mücadele eden, arkadaşlarını da peşinden sürükleyen Kaptan Eda Erdem'e takılmış birileri.. Saldırmışlar kıza.
Güya ilahiyatçı biri de, tüm kadın sporculara, kılıklarından dolayı sövmüş. Sadece onlara değil, onları doğuran analara da..
Al sana kıyamet!.
Yahu o "güya" ilahiyatçının laflarını tasvip etmenin imkânı yok.. Yok da, kabahat acaba onda mı?
O adam gökten zembille mi indi?. Bir yerlerde beyni yıkanırcasına eğitildi. O zaman sistemde bir yanlış olmalı.. Bu adamı yetiştiren sistemi araştıran, eleştiren oldu mu?.
Hayır.. Hepimiz kolayı seçtik ve bağırdık.. "Seni yobaz seni.." Bu, hiç düşünmedik ki, yobaz olmayan derin muhafazakârları bile "yobazlık sahili"ne iter.
Peki bunları hem de "ilahiyatçı" deyip reyting için ekranlara çıkaran, tiraj ve dijital gazetelerde "like" almak için köşelerine taşıyan bizler, yani medyacılar çok mu masumuz, peki?.
"Voleybolda bile kutuplaşmayı başardık" başlığı ile yazan Mevlüt Tezel kardeşim "Onların yaptıkları iğrençlikleri ya da tuhaflıkları görmezden gelmemiz gerekirken, Twitter'da 'TT' yapıyoruz iyi mi?" diyor ama, kendisi de koca köşe yazısı ile onların ekmeğine yağ sürüyor.
Adamın amacı o zaten. Sövsen bile, gazete sütunlarına haber, köşelere yorum olarak adını ve laflarını yerleştirmek.
İğneyi önce kendimize batırmamız gerek, dostlar!.
***
2 SENE 51 HAFTA KALA GALATASARAY!..
2017'den bu yana, tam dört senedir Galatasaray'ın başında bulunan ve sattıklarını bir kenara bırakın, bugün kadrodaki Feghouli dışındaki herkesi kendi seçip transfer eden Fatih Terim, sezona 5-1'lik PSV hezimeti ile girince, "Daha 3 seneye ihtiyacım var" demişti.
Dört sene yetmedi, hem de maaşına nerdeyse yüzde yüz zam alan Terim'i 3 sene daha sabırla bekleyecekti yani Galatasaray taraftarı..
Yönetim, Başkan mı?. Geçin onları.. Genç Burak Elmas, "Ne üç senesi Hocam" diyeceğine, kulübün bütün iplerini Fatih Hoca'nın ellerine teslim ettiğini açıklayan bir basın toplantısını alelacele yaptı bile..
O zaman da bize düşen, 3 sene parmak hesabıyla sayılamayacağından, anneannemim "Ya sabır" tespihi ile hafta saymak olacak.
İşte 2021-22 sezonunun ilk maçını PSV ile oynadık. Kaldı geriye 2 sene 51 hafta..
Ne gördük, "Birinci Ya Sabır Tanesi"ni çekerken?.
Eski tas, eski hamam..
Fatih Hocam, zerre ders almamış..
Gerek takım seçimi, gerek dünyada oynanan futbola çağ dışı kalmış kafası aynen devam ediyor..
Yanında gene on paralık işe yaramadan eşek yükü ile para alan yardımcıları var..
Yahu elâlem "taç hocası"ndan, "kaleciye ayakla vurma ve ayakla oyun kurma setleri hazırlama uzmanları"na kadar 30 kişilik uzmanlar ordusu ile savaşırken, Galatasaray'da hâlâ her şeyi, Fatih Hocam biliyor ve hep bildiğini okuyor..
Ey Selçuk! Ey Necati?. Orda öyle oturup maç seyretmek için kaç para alıyorsunuz?.
Selçuk Efendi?. Senin gibi bir frikik kralı kenarda otururken, bu takımın frikikçisi olmaz mı?. Topa "önce koşan" mı vurur?.
Necati Efendi?. 4-4-2 oynayan takımda Diagne ve Falcao gibi iki uluslararası santrfor kulübede otururken, takımın görünürdeki tek kanat adamı Kerem, ondan iki misli cüsseli stoperlerin önüne yem diye atılır ve santrfor oynatılırken susarsan, durum 2-1'e gelmiş, rakip 10 kişi kalmışken, beraberlik Türkiye'nin çok kritik ülke puanına "yarım puan" da olsa ekleme yapacakken, Fatih oyuna da Diagne'yi sokmuşken, hücumdaki en etkili, hızlı ve adam eksilten adam Kerem'i kanada çekmek yerine kulübeye alırken "Ne yapıyorsun Hocam, delirdin mi?" diyemiyorsan eğer, hatta kalkıp stadı terk etmiyorsan ne işe yararsın o paraları hak etmek için?
Bak Hocam, "Saçını başını yolma" gösterileri yapma.. O Muslera berbat. Kendine zerre güvenmediği için bloke edeceği topu yumrukladı. Topu aktif oyun alanına yumruklamaması gerektiğini hâlâ öğrenemediği için de, bilmem kaçıncı asistini yaptı..
Sen ne yaptın Hocam?.
Takımda hangi yanlışı düzelttin?.
Luyindama döküldü. Göztepe'nin yıldızı, senenin en iyi transferiydi Alpaslan. Niye onu kazanmaya uğraşmıyorsun?.
Türk pasaportuna duyduğun antipati hâlâ sürüyor mu?.
Nihayet Diagne'yi oyuna alırken, Kerem hâlâ ikinci santrfor mu bırakılır?.
Mostafa ile Diagne yan yana oynasa, Kerem de açığa geçse, herkes yerli yerinde olsa!.
Hayır.. İlle de "Fatih icadı" bir şey olacak değil mi?.
Arda'yı kazanmak istemene alkış. Dünya çapında adam, tarlada yetişmiyor. Ama orta sahada olmuyor işte. Hazır elinde kanat oyuncusu yok.. Kerem sağda, Arda solda, Diagne/Mohamed ortada başlasana..
Bu yazdıklarımı sana söylemek aslında Selçuk ile Necati'nin görevi.
Güldürme beni Fatih Hocam.. Bu ikisinin görevi "Senden büyük Allah var" deyip boyun eğmek..
Nerde Piontek'e kafa tutan Fatih Terim, nerde Derwall'in suratına kapıyı çarpan ve kampı terk edip evine giden Mustafa Denizli?.
Süper Lig 15 Ağustos'ta başlıyor. Yani verdiğin sürenin bitimine 2 sene 49 hafta kala..
Ligin yeni takımı Giresun önünde göreceğiz, sahaya çıkarken yanında olanları ve "Ligin ilk 11'i" diye sahaya sürdüklerini, oyun taktiğini.. Ve de kenar yönetimini Hocam!.
Eee. 2 sene 49 hafta uzun vakit.. Aceleye gerek yok..
"Ya sabır" çekeriz, olur biter!.
***
TEBESSÜM
Sekreter- Görünmez adam geldi. Sizinle randevusu olduğunu söylüyor.
Doktor- Söyle ona, onu şimdi görmem mümkün değil!.
***
SEVDİĞİM LAFLAR
Çocuklarımızı yaşadığımız değil, yaşayacağımız zamana göre yetiştirmeliyiz. Hz. Ali