Efendim Yunanistan sınırlarımıza yüzme mesafesindeki Meis'e iki manga asker göndermiş.. Bunlar değiştirme askerleri mi, yoksa takviye miymiş?.
Bu haberi pürtelaş verdi gazetelerimiz.. Yanında öfkeli ve şiddetli yorumlarla..
Yahu 2 manga değil, iki tabur gönderseler ne olacak?. Adaya sığmaz ya..
Meis Adası Yunanistan'a binlerce kilometre mesafede..
Bizde bir sigara içimlik, kayıkla kürek çekerseniz.. 2 kilometre.. Büyüklüğü 12 kilometre kare.. Nüfusu da 492.. Yazıyla dört yüz doksan iki.. Ada halkı geçimini, tam karşısındaki Kaş'tan sağlıyor desek yeridir. Hele de taze yiyecek ve içecekleri hep Kaş pazarından..
2 manga asker, Kaş esnafına biraz daha müşteri gelir demek..
Arkadan "Adalar silahlanıyor" haberleri çıkmaya başladı..
Yıllar önce, ilk defa Sakız Adası'na gitmiştim.
Çeşme- Sakız, sabahtan akşama gidip gelen dolmuş motorlarından biriyle..
İnce uzun adanın Çeşme'ye bakan tarafı doğal plaj..
Boydan boya kumsal.. Arka tarafı da boydan boya kayalık yamaç..
İskeleden sahile doğru yürüdüm ki, kocaman kocaman, Türkçe, İngilizce, Yunan harfleriyle "Dikkat Mayın" levhaları..
O muhteşem kumsala boydan boya mayın döşemişler.
Adanın en güzel, en turistik, en iyi dinlenme, eğlenme ve gelir sağlayacak sahiline adım atarsanız, havaya uçarsınız..
Neden?.
Cevabı açık..
O sıralar Kıbrıs yüzünden aramız gergin ya.. "Türkler çıkarma yaparsa" korkusundan adalarını mayınlamışlar..
Bugün de durum ayni..
Adalar silahlanıyormuş..
O silahlarla Türkiye'ye saldırmayı akıllarından bile geçirmezler.. Ortalık gene gerildi ya.. Hepsi savunma için.. "Biz saldırırsak" korkusundan..
Şimdi bakın.. İki şeyi birbirinden ayırmak lazım.. Halkları ve siyasi yöneticileri..
Gittim. Gördüm.. Yaşadım.. Biliyorum..
Dünyada bir sıralama yapsam, "Bize en dost ülke halkları" diye, 1 numarada Yunanlılar olur.. 2 numarada İsrailliler..
Atina ve Tel Aviv'den başlayarak bu iki ülkede gördüğüm dostluk, yakınlık ve "Bizdenlik" başka çok az ülkede vardı..
"Bizdenlik" dikkat buyurun..
Yediklerimiz ayni.. İçtiklerimiz ayni.. Mezelerimiz dahil.
Müziğimiz, danslarımız ayni..
Ayrı olan ne?. Siyasetlerimiz..
Keşke siyasetçilerimiz de, söylemek zorunda oldukları şeyleri sıralarken, halkları ayrı tuttuklarını ifade etseler..
"Yurtta sulh, cihanda sulh" diyen ve buna inandırdığı için, Kurtuluş Savaşı'nda yendiği Venizelos tarafından Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilen Mustafa Kemal'i hatırlayın.
Karada ve denizde haklarımızı koruyacağız. Korumazsak işte, işgal günlerinin Osmanlı Sarayı'na döneriz..
Ama korurken, iki millet arasındaki yakınlık, dostluk ve hatta kardeşliğin altını ayrıca çizmemiz gerek..
Dünya emperyalistlerinin en büyük korkusu, Türkiye ve Yunanistan'ın el ele vermesi ve Ege'yi ortak bir Türk- Yunan gölü yapması.. O zaman, siyasette, ekonomide, turizmde öyle bir güç oluşturacağız ki, bir daha taraflardan birini tahrik edip gerginlik yaratamayacak "Böl ve hükmet" politikalarını uygulayamayacaklar..
Turizm ve petrol ürünleri dahil, Akdeniz'in en büyük kaynakları artık bu iki kardeş ülke ve Kıbrıs'ın olacak..
Türkiye'ye gelen Yunan Adalarına, Yunan Adaları'na gelen Türkiye'ye ilave turlar yapacak.. Başta İtalya ve İspanya turizmi, bu Ege ve Doğu Akdeniz rekabeti karşısında büyük yaralar alacak..
O günün koşullarında Nobel'i Mustafa Kemal'e vermediler..
Ama size bir şey diyeyim mi?.
Halkları kucaklayan, bir araya getiren bir siyaset izler ve Doğu Akdeniz'i bir barış gölü yaparsa, Erdoğan alabilir!.
***
Karadeniz'de ne bulduk?..
Karadeniz'de doğalgaz bulduk ya.. Milletin sevinmesine fırsat vermeden "On para etmez"e getirdiler.. Kimler olduklarını biliyorsunuz..
"İsterse Türkiye batsın, ama Erdoğan gitsin" diyenler, her ama her iyi haberi batırmak, kötü haberi de abartarak, saptırarak vermek için çırpınıyorlar..
İnternete teşekkür ettiğim yer işte orası.. Kafamda soru işareti yaratan olayları bir de ordan araştırıyorum.
Şimdi Karadeniz'de 320 milyar metreküp doğal gaz bulduk ya..
Nerdeyse "On para etmez" dediler.. Beni bile şüpheye düşürdüler..
Girdim internete.. BBC'nin haberi.. Dünyanın en güvenilir haber kaynaklarından biri, Reuters Ajansı çıkışı ile ve şu başlıkla vermiş..
"Karadeniz'de bulunan doğalgaz Türkiye'nin ihtiyacını 20 yıl karşılayabilir!." Karantinadan bol vaktim var.
Biraz daha daldım.. 320 milyar metreküp ne demek diye..
Efendim 1 metreküp doğalgazdan 10.64 kilovatsaat elektrik elde ediliyormuş.
Çarp bunu 320 milyarla..
Bulduğumuz rezervin tamamımı ekonomik olarak çıkarırsak, yaklaşık 3.5 trilyon kilovatsaat elektrik üretebiliriz.
Peki bu ne demek?.
Keban'da yani bu ülkenin efsane barajındaki elektrik santrali, yılda ortalama 5.7 milyar kilovatsaat elektrik üretiyormuş.
3.5 trilyonu, 5.7 milyara bölersek yaklaşık 600 Keban ediyor..
Yani 600 Kebanlık gaz bulmuşuz..
Aklım durdu.. Sizin durmaz mı?.
Hadi yüzde 100 çıkarma dünyada yok. Yüzde kaçını çıkarsak gene muazzam..
O zaman, Enerji Bakanlığımız, kendi doğalgaz ve elektrik üretimi uzmanlarıyla hesap yaptırıp, yüzde kaçını çıkarabileceğimizi ve yüzde kaçını elektriğe çevirebileceğimizi matematik olarak hesaplayıp, bu 320 milyar metreküpün bugünkü Türkiye enerji üretimindeki yerini, halkın anlayacağı dille örnekleyerek anlatsa ya..
Benim yaptığım, sadece yolu göstermek. Yoksa ne doğalgaz uzmanıyım, ne de elektrik enerjisi..
Ben sadece anladığım işi, yani 4 işlemi yaptım, o kadar!.
Anlamadığım yanını siz, bana ve halka anlatır mısınız Sayın Enerji Bakanım, Fatih Dönmez!.
***
Kaçan fırsat!..
Ege adalarını silahlandırma gibi komikliklerle bizi tahrik etmeye ve telaşlandırmaya kalkan ve yazık ki bazılarımızı da etkileyen Yunan siyasetine lafla değil, çok güzel bir askeri gösteri ile yanıt verebilirdik ki..
Hayır.. Ege üzerinde it dalaşı, karada ve denizde manevralar değil..
Bu tür eylemler, dünya üzerindeki sayıları zaten az Türk dostlarını da ürkütebilir..
Askeri gövde gösterisinin en iyi yapıldığı yerler, ulusal bayramlardır.. Geçit törenleri..
Yazılı, sözlü her türlü yayın organında, canlı, ya da bant, fotoğraf bu geçit törenleri yer alır ve o ülke ordusunun havada ve denizdeki gücünü dünya görür..
Düşünün.. Ankara'da, benim askerlik yaptığım günlerdeki gibi bir geçit resmi..
Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri temsilcisi birlikler..
Ardından tanklar.. Paletli ağır toplar..
Uzun menzilli dev füzeler..
En son Rus S-400'leri dahil füze savarlar..
Havada alçak uçuş ve dalış gösterileri yapan Amerikan ortak yapımı F-35'lerimiz..
Şeref Tribünü'nün tam önündeki bir metre çaplı halkanın içine inen paraşütçüler..
İzmir'e dalar gibi uçan süvariler..
İstanbul'da Boğaz'da bir baştan bir başa donanmanın, harp gemilerimizin geçişi..
Havada, karada ve denizde Türk Gücü gösterisi..
30 Ağustos'u böyle planlasak ve yapsaydık, hem ulusun morali tavan yapardı, hem de Türklerle savaştan söz edenler küçük dillerini yutmazlar mıydı?.
29 Ekim'de bu fırsatı kaçırmayalım!.
***
Adaşını kov gitsin!..
Magazin sayfalarını okuyorsanız, kimlerden söz ettiğimi anladınız..
Biri Galatasaray Hocası Fatih.. İkincisi, sakat Muslera yerine kaleyi korumak üzere aldığı Fatih!
Aslında ben de sevinmiştim, bir Galatasaraylı olarak alındığını duyunca..
Muslera'nın olumsuz yanlarını da gören ender yorumculardan biri olarak "Onun da aklını başına devşirmesini sağlar" diye düşünmüştüm..
İyi kaleciydi çünkü..
Nerde?.
Adamda aklın "A" sı yokmuş meğer..
Sen Galatasaray'ın yeni kalecisi olarak tüm dikkatler üzerindeyken, paparazzilerin kitle halinde nöbet tuttukları Bebek'e, hem de evli bir kadınla gidecek kadar zeka yoksunu ol.. Flaşlar çakınca "Bu resimleri silin. Daha yeni imza attım. Bu resimler yayınlanırsa biterim" diye ağla. Ulan madem biliyorsun, niye gittin, paparazzi karargahına?.
Ağlama şovu tutmayınca "Makinenizi alıp kırarım" diye tehdit et. Yazı çıkınca da, "Bu iş burada bitmeyecek" diye tehditlere devam et..
Bu adamın kafası nerelerde Fatih Hocam?.
Bu uçuk kafalı adama Galatasaray kalesi emanet edilir mi?.
Nasıl bir iş adamı olduğunu, bir süre patronluğumu da yaptığı için iyi bildiğim Turgay Ciner'in Fatih'i Galatasaray'a niçin bedava verdiğini de anladım böylece..
Eski patronum, başından defetmiş resmen!.
***
Fener doğru yolda...
Antalya karşısındaki Fener'i beğendim.. Hayır, sadece attıkları 4 gol değil. Atamadıkları, Boffin'in kurtardıkları dahil.. Ben skora pek bakmam..
Oynadıkları futbol bana keyif verdi. "Futbol bir seyir sporudur. Ekran başında da, tribünde de olsanız, zevk almalısınız" derim hep..
Gözümü kapayıp maçı düşündüğümde gözümün önüne gelen o kadar çok bireysel ve takımsal güzel an var ki..
Üstelik bu henüz Fener'in oturmuş 11'i değil.. Nerdeyse yarısı, yarın ilk 11'de bile olmayabilir..
Fener üzerindeki en büyük soru işaretim Erol Bulut'tu.. Onun ne yapmak istediğine baktım, en çok..
Ve yaptıklarını, oynatmak istediği futbolu sevdim.
Tamer Tuna, geçen yılki Tamer Tuna'dan uzaktı. Hakan Özmert gibi bu ülkenin en iyi oyun kurucularından birini sağ bek oynatıp iki kez intihar etti. Sağ kanadı koridor olurken, ilerdeki hücum adamları, Jahoviç, Amilton ve Orgill'i oynatacak orta saha adamını da eksiltti..
***
SEVDİĞİM LAFLAR
"Bir ara insanları anladığımı sandım.. Sonra sandığımı anladım."
Freud
TEBESSÜM
- Duyma cihazı bozulan adamla ilgili fıkrayı duydunuz mu?.
- O da duymadı!.