Sonunda "Evde kal" dediler, biz de evde kaldık. Ama bakın nasıl kaldık!.
Bilgi işlem servisinden sevgili kardeşim yıllardır kahrımı çeken İlyas elinde bir çanta ile geldi ve ofisteki yazı düzenimi aynen evde kurdu. Yani ofisi eve taşıdı..
Resimde gördüğünüz de o.. Kuruluş!.
İlyas kuruyor, ben bakıyorum.. Merkezde de Lütfi var.. Bu ikisi yıllardır kahrımı çeken bilgi işlem arkadaşlarım..
Ben bu bilgisayar işine bir türlü alışamadığım için, hâlâ eski sistemi kullanıyorum. 2003'teki Windows bilmem ne yani. O zaman da sık sık aksamalar oluyor..
Hadi İlyas, ya da Lütfi gelip işleri yoluna koyuyorlar.
Yani bilgi işlemi bildikleri gibi beni de benden iyi biliyorlar..
Oturdu kurdu.. Sonra birlikte denedik.. Başardık..
Bu satırlar ilk denememiz..
Bugün de deneme günümüz zaten.. Çünkü evde sistem kurma işi uzadı. Vakit daraldı..
Bugün kısa.. Yarın inşallah normal köşemize döneceğiz..
***
Sevgili okurlar,
Koronavirüs, yani Kovid-19 denen nesnenin
aşısı da ilacı da henüz yok. Yani yakalanırsak,
onu yenecek olan şey kendi bağışıklık sistemimiz..
Ve zayıflatmazsak, yenecek de güçte. Yakalananlara bakın. Yenenlere bakın yeter..
Bağışıklık sistemini güçlendirmenin bir fiziksel yolu var.. İşte herkes günlerdir söylüyor.. Gıdalar, yani başta taze meyve sebzeler.. ve gıda takviyeleri.. Yani mineral ve vitaminler..
Moral yönünde dünyanın en büyük uzmanları birleştiler..
Moralinizi bozmayacaksınız.
Ve kendinizi iyi hissedeceksiniz.
İkincisi kolay. Birine iyilik yapacaksınız.
O zaman iyi hissedersiniz.
İlki için benim bulduğum çare şu..
Her kafadan bir sesin çıktığı günümüzde, herkesi okumuyor, herkesi dinlemiyorum.
Evde yaptığım şey
televizyonlarda neşeli, meraklı konuları izlemek ve müzik dinlemek.
Gazetelerde "
korono"yu anlatan hiçbir köşe yazısını okumuyorum.
Çünkü hele en çok okunanlar, köşelerini siyasi düşüncelerine paralel kullanıyorlar..
Bütün dünya "
Bu savaşı el ele verirsek, bir beraber olursak kazanırız" derken, hâlâ kendi
siyasi görüşlerine göre kalem oynatan,
hâlâ "
Ötekiler, bizimkiler"
diye ayrımcılık yapanlar var.
Hatta haberler bile öyle seçilip, öyle değerlendiriliyor.
Bu kafalara karşı tek önlem, okumamak.
Madem bağışıklığınız moralinize bağlı..
Moralinizi bozanları okumayın..
İster haber, ister
köşe yazısı moralinizi bozan, size öfke, nefret, kin aşılayanları okumayın ve de dinlemeyin. Sadece kötü haber verenleri de okumayın Kendinizi iyi hissettiğiniz sürece tehlike yok. İyi hissetmediğinizde sakın hastanelere koşmayın.
Çünkü herkes oraya koşuyor.
Koşanlar arasında virüs taşıyanlar da olabilir. Ve de herkes koştuğu için 1.5 metre kuralı da işlemez.
Yani hastaneye sizi gerekirse doktorunuz göndersin.
Sosyal medya, interneti sakın okumayın.
Çünkü orası,
sadistler ve sahtekarlarla dolu.. Amaçları sizi kandırmak.
O zaman ya kendilerini tatmin ediyorlar. Ya da sizi dolandırıyorlar.
İlki sağlığınıza ikincisi kesenize zarar..
Güveneceğiniz kişi, doktorunuz..
Güveneceğiniz kurum, devletiniz..
O zaman moraliniz en yüksekte durur. O zaman bağışıklık sisteminiz dorukta olur.
Sevgilerimle..