Dün, Sivas yazımın son bölümü kazaya uğramış..
İyi de olmuş.. Yenikapı'nın İbrikçi Başısı var bir, onu anlatmayı da unutmuşum. Ekledim sona.. Önce, dünden eksik kalanlar..
***
Standlara, 3 gün için 3 bin lira isteyince Sivaslılar Derneği, hakiki Sivas esnafı gelememiş. Tüm çadır,
İstanbul merdiven altı mallarına kalmış. Çoğu da Antep, Maraş,
Malatya,
Kayseri ürünleri, iyi mi?.
Dışarda yan yana restoran ve büfeler var.. Onların da Sivas'la alakası yok.. Birine oturduk..
"Tandır ama çok kızarmış yerinden" dedim garsona..
Söğüş et gibi bir şey gelmez mi?.
"Ağbi hemen pişirip satıyoruz" dedi.. Özüre bak.. Tandır Sivas'ın değil
bir defa.. Öyle hemen de pişmez.. Yedi
saat sürmeli, ortalama..
Benim pazar günüm ziyan oldu, ama başkalarınınki olmasın, bu çok yararlı olabilecek "Tanıtım günleri" üç beş kişinin menfaatine değil, adını taşıdığı ile faydalı olsun diye de bu "Acı" eleştiriyi yazdım..
Dilerim Valiler ve Belediye Başkanları bundan böyle işe el koyarlar!.
***
Sivas deyince
"Akla Veysel gelir" demiştim.
"Balıklı kaplıca"nın layık olduğu gibi tanıtılmayışını eleştirmiştim.
Daha büyük eksikler de vardı tabii..
Muzaffer Sarısözen!.
Bugün bu ülkenin tüm radyo ve TV'lerinde, konserleri, gecelerinde, bütün yurdun halk türküleri çalınıyorsa, bunu borçlu olduğumuz o muhteşem araştırmacı ve derlemeci halk adamı, folklör adamı, Türk Kültürü adamı Sarısözen, Sivaslı.. Tanıtımcılar farkındalar mı?. Sarısözen'e ayrı stand açılır. O kadar önemli.. Onu keşfeden büyük edebiyatçımız Ahmet Kutsi Tecer de o sırada Sivas
Milli Eğitim Müdürü..
Bilen var mı, Sivas'ta..
Kendileri tanımayanlar Sivas'ı tanıtacak öyle mi?.
Ya Kangal köpekleri.?
Dünyaca ünlü o harika Kangal Köpekleri'ni anlatabildi mi, Yenikapı çadırları..
Filmi, videoyu geç.. İyi eğitilmiş Kangal köpekleri ile dışarda canlı gösteriler yapılsa başta çocuklar, herkes merakla ve keyifle izlemez miydi?.
***
İbrikçi Başı'ya gelince.. Adam "Beylik verilince babasını asan" türden..
Çadırlar girişinde 100 araba koyacak yer var..
Adam
"Yassah" demiş, yollamış Caner'i dışarıya İş Park'a..
Oysa " Yassah" olan yerde, sürüyle, hem de beyaz plakalı araç var.. Efendim onlar "Görevli" arabalarıymış..
Ekrem İmamoğlu'nun Yenikapı'da günlerce sergilediği "Görevli" arabası olmalılar..
"Peki bu ne" dedim, İbrikçi Başı'na..
Hani Kenef bekçisi olunca, sandalyesine oturup, içeri girerken ibrik alanlara "Onu değil, bunu al" diye ukalalık eden, "Niye" diyenlere de, "Karışmazsak ibrikçi başılığımız nerde kalacak" cevabı veren Osmanlı Ağasının hikayesi var ya, adam o..
"Bu ne" diye gösterdim,
"Halkın haber alma hakkına hizmet eden" gazetecilere "Park izni"
veren Başbakanlık Plaketi.. Arabanın ön camına yapışık
duruyor.
Halk kim?. Halka hizmet kim?. İbrikçi Başı'nın umurunda mı?. Başbakanlık plaketi umurunda mı?.
Bunu yapan da güya
"Halkçı Belediye"nin görevlisi..
Halkın yolunda sabahtan akşama park eden, trafiği kilitleyen, hatta üzerinde geçin park etmeyi duraklamanın bile yasak olduğu "Ana Arter Deprem şeritleri"nde duble park eden servis araçlarına haftalardır uyarmamıza rağmen aldırış bile etmeyen İmamoğlu Belediyesi, iş kendi müdürlerine gelince aslanlar gibi "Yassah" koyuyor, başına da böyle
"İbrikçi başı" dikiyor.
Her şey çok güzel oluyor İmamoğlu dostum!. Her şey çok güzel oluyor, gerçekten..
Düşmanların için!.