Çarşamba günü internete düşmeye başlamıştı, olay. Dün sabah NTV'yi açtım.. Harıl harıl görüntülü haber yapıyorlar. Özel kamera, muhabir çıkarmışlar yollara.. Polislerle beraber çalışıyorlar.
Polis araç kullanırken sigara içenleri çeviriyor.
Ceza yazıyor..
"Arabam, benim özel alanım, kim ne karışır" diyor, 153 lira cezayı yiyen.." Bir Hukuk uzmanı giriyor görüntüye..
"Otomobil özel alan doğru gerçi ama, kamusal alanla bağlantısı var o özel alanın.."
Bin sene önceye gitti aklım, izlerken..
Sevgili dostum Uçal Dalgıç, THY Zürih müdürüydü o zaman.. Yılbaşı gecesi oradaki dostlara parti vermişler, karı koca..
Saat bire doğru salonda sigara dumanından göz gözü görmez olmuş.. Sıcaklık sıfırın altında bilmem kaç ama, hava alamaz olunca, pencereleri açmışlar..
10 dakika geçmemiş kapıda polis!.
"-Komşular şikayetçi oldu camları kapatın lütfen. Yoksa ceza yazacağız.."
"- Bre aman!. Dumandan boğuluyoruz.
Biraz nefes almak için!."
"- Haklısınız ama, bu semt belediyenin toplu ısıtma sistemine bağlı. Siz camı açınca evinizde ısı düşüyor. Termostatta ısı düşünce, sistem normale getirmek için daha fazla yakmaya başlıyor. Bu yakıtın parasını da yöre halkı ödüyor.."
Yani.. "Kamusal alan bağlantısı" doğru yorum bir yerde, bu örneğe bakarsak.. Ki Medeni Kanun'umuz da, İsviçre'den alınmadır, bilirsiniz.
Ancak..
Benim arabamda içilen sigaranın, camları ve kapıları ile kamusal alanla bağlantısı var, o yüzden ceza kesiliyor da (ki, benim arabamda sigara kesinlikle yasaktır. Döşemeye sinen koku mide bulandıracak hale gelir zamanla.. Bunu da bana Kazım Baba, rahmetli öğretmişti, Los Angeles'te beni gezdirirken arabasında sigara içmeme izin vermeme sebebini anlatırken.
"Bu araba şu anda 20 bin dolar.. Sigara kokusu sinsin, 5 bin dolara satamam" demişti. Benim gazetemin kapısının önü, yani Barbaros Bulvarı'nın kaldırımının kendisi, bağlantı falan değil, resmen, bizzat, kaldırımın kendisi kamusal alan değil mi?. Orda polis de bekliyor üstelik. Bütün Sabah tiryakileri orda sigara içmiyor toplu halde, hatta ve, asıl zehir saçan onlarca izmariti de o kaldırıma atmıyorlar mı?.
Bütün AVM kapıları sigara içme yeri ve izmarit çöplüğü değil mi?. Ee!. Ora da kamusal alan.. Restoran, kafe önleri, her türlü iş yeri kapıları.. Yani İstanbul'un serbestçe ve fosur fosur sigara içilen bütün, yolları, bütün kaldırımları "Kamusal alan" değil mi?.
Yasaklar tamam da, o zaman nerde içecek tiryaki sigarayı?. Doğrudur!. Ne kadar az içerse bu yasaklar yüzünden, sağlığı açısından o kadar iyi aslında.. Ben sigarayı bıraktığımdan beri ne kadar iyi olduğumu en iyi bilenlerdenim. Sırf akciğerim (Dumansız) ve karaciğerim (Alkolsüz) sapasağlam olduğu için ne hastalıklarla baş ettim, ne ölümlerden döndüm de 80 yaşıma, hala çalışarak gelebildim..
Ama işin bir de hukuk yanı var.
Özel araba sürücüsü içmesin. Kabul. Çünkü sürüşü tehlikeye sokabilir. Kazaya sebep olduğunda, çarptıklarına da büyük can ve mal kaybı verebilir. "Ama kamusal alan havasına karışıyor, camı açık özel aracın dumanı" deyip, arkada sigarasını içen için ceza yazdın mı, işin ucu Anayasa Mahkemesi'ni geç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gider..
"Kaldırımın kendisinde içmem serbest ama dumanı o kaldırıma gider diye özel arabamda içmem yasak, ne iş Hakim Bey?" dedi mi adam, hadi cevap?..