Dünyada "Hayatı film olmaya layık 10 kişi sayın" deseniz, Naim Süleymanoğlu bu "10"a girer.. Dikkat edin.. "10 sporcu" bile demiyorum.
"10 insan.." Öyle özel, öyle renkli bir hayatı var Naim'in.. "Tam filmlik" denen türden..
Şimdi bu hayatı geçin Bulgar ve Türk sinemasını, Hollywood bile çeker. O kadar renkli özeli.. O kadar harikulade geneli..
Paraguay, pulunu yaptı adamın yahu!. Anlayın, ötesini..
Şimdi, hem de kardeşi Muharrem Süleymanoğlu'nun danışmanlığında bu hayatı filme alıyorlar.
Naim, hayat boyu evlenmedi.
Evlilik dışı dört kızı var.
Bu dört kızdan ikisi "Bu filmin amacı, babamızın özel hayatındaki çirkinlikleri gişe için gösterip para kazanmaktır" diye dava açmış ve çekimin durdurulmasını istemişler.
Yahu sansürün böylesi belki Hitler Almanyası'nda vardı.
Naim'in kardeşinin danışman olduğu filmde nelerin olacağını kim nerden biliyor da, sansür koymağa kalkıyor, bu bir.
Kimse mükemmel değildir..
Naim'in de ne kadar karanlık yanlarının olduğunu en iyi bilenim.. Çünkü başta Seul, Barcelona, Atlanta ve Sydney Oyunları, pek çok Avrupa ve Dünya Şampiyonasında yanındaydım.
Bildiklerim, gördüklerim var.
Şimdi sabah anons etse "Hıncal Uluç, adım adım yaşadığı Naim Süleymanoğlu'nu anlatacak" diye, bu hanım kızlar başlamayan yayını durdurmak için de dava mı açacaklar?.
Nerde yaşıyoruz, Allah aşkına!.
Bunca biyografik film izledik.
Bunlar hep övgü filmleri miydi?.
Eleştirilecek yanlarını da izlemedik mi?.
Film çekilir. Biter. Sansüre girer.
Sinemalara dağıtılır.
Sonra isteyen gider, davasını açar..
Sistem budur, hanımlar beyler?.
O kızların korkutan feci şeyler mi yaşadı Naim acaba?.
Ya da, "Şu film çekiminden bize de bir hisse verilse" çabası içindeler mi, bilmem..
Bildiğim bu dava tatsız.
Tartışmak daha da tatsız..