Sevgili Mehmet Barlas'ın dünkü yazısının başlığı aynen şöyle..
"Gerçekten Türkiye'de dün, bugüne göre çok mu güzeldi?." Romantik nostaljikler için, dünyanın her ülkesinde, her dün, her bugünden güzeldir, orası öyle ama, Amazon'un balta girmemiş ormanlarında, henüz kendileri dışında hiç insan görmemiş yerli kabileler dahi, dünden daha iyi, daha güzel yaşarlar. Kanıta, ispata gerek yok..
Bugün, dünden güzel olmasa "İlerleme" dediğimiz şey nasıl olurdu?.
Türkiye'nin sıkıntısı bugünün dünden güzel olmaması değil sevgili Barlas!.
Sıkıntı!. Bu ülkede kimsenin güzeli yazmıyor, konuşmuyor, olması..
Herkes siyasete boğulmuş. Herkes birbirine sövüyor. Birbirine kin, öfke, nefret kusuyor. Siyaset dışında da, sadece şiddet, dehşet, cinayet!..
Gazeteler de, TV Haberleri de, ister yandaş, ister muhalif olsun, durmadan bunları "Haber" yapıyor.
Bunları yorumluyor.
O zaman da, millet geriliyor tabii..
Senin "Dün daha mı güzeldi" yazının çıktığı gazetede siyasi haberlerin üzerine çarpı at.. Geri kalanlar, şiddet, dehşet haberleri..
İşte "Dehşet"le dolu üçüncü sayfamızdan bir örnek..
Adamın iki çocuğu var. Eşinden ayrı yaşıyor.. Eşinin annesi, yani kayınvalidesi ölünce, taziyeye gitmiş..
"Ne güzel" değil mi?.
Sen öyle zannet!.
Taziyeye gitmeden bir gün önce sosyal medyadan ilan etmiş.. Bizim üçüncü sayfada resmi var, ilan mesajının.
Karısına diyor ki..
"Yarın karşıma kimi çıkaracaksan ona söyle. Ölmeyi de, öldürmeyi de göze alsın. Sabah ordayım!." Kine, öfkeye, nefrete bakar mısınız?.
İki çocuğunun annesi, yasal olarak hala eşi olan kadın, annesini kaybetmiş.. 24 saat evvelden dünyaya ilan ediyor. "Öldürmeye, ya da ölmeye geliyorum" diye (Haberi olmayan sadece polisimiz, nasıl oluyorsa..) ve de ertesi gün dediğini de yapıyor..
Karısına saldırıyor, araya gireni vurup öldürüyor. Sonra çekip gidiyor. Arıyorlarmış..
Her gün böyle Mehmet!. Her gün böyle..
Çünkü o lanet olası tiraj, kahrolası, yok olası reyting yüzünden, bütün gazeteler, bütün televizyonlar, "Dehşet, şiddet" haberleriyle dolu..
Vurmak, öldürmek, sıradanlaştırılıyor ülkemde..
"Herkes vuruyor.. Ben de vurayım bari.." Bütün konuşanlar, yazanlar, "Kin, öfke nefret" saçıyorlar..
Millet geriliyor tabii..
Güzel tek şey okumaz, duymazken, durmadan "Kin, öfke, nefret" kusanları ve sövenleri dinlersen, kirpi gibi olmaz mısın?.
Eee!.. Vurmak, öldürmek, sıradan, alışılmış, hatta kanıksanmış bir olay.. Sen de zaten 24 saat gergin dolaşıyorsun..
O zaman tamam işte..
"Vay senin gözünün üstünde kaşın var.." Çek bıçağı vur!.
Yan baktın.. Öldür!.
Ama, gazete ve televizyonlarda, sosyal medyada haber olmak için "Farklı" bir cinayet planlaman gerekir..
Yani, işi biraz renklendirmen lazım..
"Geliyorum ulan yarın seni öldürmeye, ya da ölmeye" diye, tweet atar, facebook ya da instagram, artık ne karın ağrısı ile, yazarsan oraya, dünyaya duyur (Polis hariç).
Sonra git vur, 24 saat sonra.. İlan ederek.. Hem de taziyeye gelmek ve o saatte orda olmak dışında hiçbir suçu olmayan birini vur, öldür..
Yarım sayfa, tekrar tekrar görüntülü 10 dakika garanti.
Ülkem bu Mehmet!.
Ülkemi biz, medya mensupları bu hale getirdik..
Güzelliklere santim yer ayırmayıp, öfke, kin, nefret, şiddet, dehşet ve cinayet haberleri ile, manşetleri ve radyo TV bültenlerini dolduran biz gazeteciler!.
Dün daha güzeldi Mehmet!.
Çünkü dün, güzelliklerden haberdar olurduk.
Çünkü dün, önce güzellikler, yazılır, söylenirdi.
Bugün, dünden güzel olan şeylerden kimsenin haberi yok. Olan da, öfke, kin, nefret ve küfür haykırışları arasında kaynıyor..
Heybeli'de hala mehtap var, Mehmet!. Üç gün önce tam da muhteşemdi..
Yazdığın, Yesari'nin o emsalsiz şarkısı ile anlattığı mehtap hala var, Mehmet..
Ama mehtaba çıkan yok..
Gerilen, kafası bozulan, öfke kumkumasına dönen millette mehtaba çıkacak hal mı kaldı?.