"Kırk yıl hatrı olan bir fincan kahve"yle başladım ya, İzmir anılarıma.. Dün gece bir ana haber..
Harvard Üniversitesi bilim adamları, kahvenin uyku kaçırdığı iddiasını araştırmışlar.
Haberi "Tam tersi çıktı" diye verdiler.
"Tam tersi" denince ne anlarsınız.. "Kahve uyku getiriyor.."
Yok canım.. Haberi ilginçleştirmek için sallama başlık modası var ya, internette. Artık TV'ler de kapılmış akıma.
Tam tersi falan değil. Harvard'ın araştırması..
"Kahvenin uykuya etkisi yok" muş meğerse..
Valla ben Harvard, marvard anlamam.. Mekteb-i Mülkiye'de sınavlar "Bir gün var, bir gün yok" düzeniyle yapılırdı. Bayram, tatil, matil demeden.
Biz de sınavın arife gecesi birimizin evinde toplanır sabaha kadar ders çalışırdık. "Uykumuz gelmesin" diye de kahve içerdik. Gelmezdi de.. O zamandan beri, güneş battıktan sonra çay kahve içmem. Uykumu kaçırır çünkü..
Buna karşılık, kaç sene beraber tatil yaptık, iyi bilirim, Mustafa Hocam (Denizli) yatağa gitmeden önce bir fincan kahve içmezse uyuyamaz.. Yani, tam tersi asıl bu!.
İşte Harvard!. İşte ben!. İşte Mustafa Denizli!.
Nerde bilim?.
Şurda!.
İnsanda en önemli unsur psikoloji.. Neye inanırsan, o oluyor..
Yani!.. Bir fincan kahveyi biz daha çok "Kırk yıl" tartışırız!.