Gazetem adına en büyük üzüntülerimdendir. Sevgili dostum Hasan Bülent Kahraman'ı Hürriyet'e kaptırmış olmak.. Pazar eklerimize, okunması nasıl keyifli, zevkli ve öğretici muhteşem sohbetler yazardı. Kıymetini bilemedik. Para falan da söz konusu değildi. Gitti.
Bu pazar Hürriyet'te gene harika bir yazısı vardı.
"2600 yıl öncesinden bir gece.."
Atina'nın İsa'dan 500 yıl öncesinden kalma Epidarius Tiyatrosu'nda, 2600 yıl öncesinden kalma bir Antik Yunan oyunu izlemiş. Onu anlatıyor..
Hasan Bülent beni aldı, 1997 yılına götürdü. Atina'da Dünya Atletizm Şampiyonası'nda çok kalabalık bir Türk gazeteci grubuyuz. 30'a yakın. O zaman gazetecilik öyleydi, ajans doldur boşaltçılığı değil. Her gazete üç dört kişiyle izlerdi.
Ben de Hasan Bülent gibi meraklıyım ya.. Her Uluslararası spor organizasyonunun bir de kültür sanat tarafı vardır.
Baktım, 2500 yıllık antik tiyatroda, gene 2500 yıllık bir antik oyun var, üstelik müzikal.. Rahmetli Kenan Onuk'la organize ettik. 10 davetiye bulduk, güç bela. 10 arkadaşı ikna ettik. Tıklım tıklım o binlerce kişilik tiyatroya bir saat kuyrukta bekledikten sonra girdik. Oyun Yunanca.. Rahat izlesinler diye, İngilizce bültende konusu var, onu herkese anlattım.
Beş perdelik trajedi (İki perdeye bölünmüş) sağ taraftan girecek Yunan Tanrılarının gelişi ile bitiyor..
Birinci perde bitti. Zor oyun.. İkinci perde iyice ağırlaştı. Yanımda o zaman Hürriyet foto muhabiri İlyas Namoğlu oturuyor. Sahneye baktığı yok. Gözünü sağ tarafa dikmiş.. Israrla oraya bakıyor. İlyas muhteşem foto muhabiri. Mutlak bir şey yakaladı, bekliyor, diye düşündüm. Merak edip fısıldadım..
"Ne var orda İlyas" dedim..
"Bu Allah'ın belası Yunan tanrıları gelince oyun bitecek ya.. Sen de 'Tanrılar sağdan gelecek' dedin ya, onları bekliyorum" demez mi?.
"Sağdan gelecek Tanrıları bekleyen İlyas" oyunlar boyu kafilenin şakası olmuştu."