Mevlüt Kardeşim de (Tezel) dün köşesinde "her şey dahil sistemi"ne itirazını yazmış.
Antalya'da esnaf ayaklanmış turisti otel ve tatil köylerine mahkum eden sisteme karşı da, ordan girerek..
Geç bile kaldı esnaf aslında ya..
Mevlüt "Esnaf haklı ama bu Turgut Özal döneminden başlayan sorun" diyor. Algı "Sorunu Özal başlattı!." Hayır sevgili Mevlüt!. Özal başa geldiğinde tüm Akdeniz sahillerindeki toplam yatak sayısı, Yunan'ın bir Rodos'undaki yatak sayısından azdı.
Özal, muhteşem bir iş yaptı ve Türk Rivierası, Fenike'den Alanya'ya, harika oteller ve tatil köyleriyle turizme açıldı.
Bütün oteller tıklım tıklım doluyordu.
Bütün oteller ve tatil köyleri durmadan genişlerken, durmadan da yenileri kuruluyordu. Çünkü o zaman kumar serbestti ve hepsinin Rus, Alman ve İsrailliler başta aileleri ile gelen ve her yeri dolduran zengin müşterileri vardı. Oteller de kazanıyordu, vergilerle devlet de..
Bir gün, Başbakan Tansu Çiller, popülizm uğruna "kumar"ı yasaklayınca, o turist Yunan adalarına, Bulgaristan'a ve Gürcistan'a kaçtı.
Boşalan otelleri doldurmak da, Cem Kınay'a düştü.
Avusturya merkezli dev uluslararası turizm şirketinin sahibi Kınay Türkiye'ye gelip Akdeniz'de kolları sıvayınca binler, yüz binlerce boş yatağı doldurmak için "her şey dahil sistemi"ni uygulamaya başladı. Rekabet edebilmek için, tüm işletmeler bu sisteme girmek zorunda kaldılar..
Sonu işte bu.. "Kelle başı en az para kazanan turizm ülkesi" olduk, Mevlüt!.