Benim yazılarımı uzun zamandır okuyanlar hatırlarlar belki.. O da, belki..
Oysa İhsan Şimşek bu devasa kentin her köşesinde imzası olan birisi.. Söylediğimde, abartmadığımı, bir gerçeği ifade ettiğimi kabul edeceksiniz.
Tanıdığım ve tanımakla gurur duyduğum insanlardan Şimşek, resmi adıyla "Belediye Park, Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanı" idi..
Bu kente, havadan, karadan, denizden, hangi yolla girerseniz girin, ilk gördüğünüz yol boyu bir ressam gibi işlenmiş yemyeşil çimenler, rengarenk çiçeklerle işlenmiş desenlerdir.
Tarh yapmaya uygun olmayan oto yol ve bulvar kenarlarında "Dikey bahçecilik" görürsünüz.
Duvara çizilmiştir, doğa desenleri..
İşte onların hepsi "İhsan Şimşek'in bu kente attığı imzalar"dır.
Ya diktiği ağaçlar, yarattığı korular..
İstanbul betonlaşma ile dokusunu yitirirken, bulduğu her yere diktiği binlerce fidanla kentin simgesi Erguvan'ı koruyan ve yayan odur. Bir fidan da ben aldım, bahçeme ondan..
Geçen gün, Örümcek Adam'ı izliyorum. Kahramanımız kendisini uçsuz bucaksız lale bahçeleri arasında buldu bir sahnede..
Hayır, Türkiye değil, Hollanda'da..
Zamanın elçisinin eşi kaçırmıştı, soğanı Hollanda'ya..
Dünya Lale'yi "Hollanda Çiçeği" diye tanıyor, biliyor.. Çünkü adamlar dünyaya satıyorlar, o tarlalarda yetiştirip.
Biz "Lale Devri" dedik, adeta suçladık..
Hollanda'nın ekmeğine yağ sürdük..
"Erdi bahar sardı yine neşe cihanı Eğlenelim raksedelim Lale zamanı" diye seslenirken Münir Baba (Nurettin Selçuk), İhsan Şimşek başlattı unutulan "Lale"nin festivalleri'ni İstanbul'da..
Emirgan Parkı'da, Sarı Köşk'ün etrafında, Sultanahmet'te, harika lalezarları görmeye, gezmeye, yurdun dört bir yanından yüz binlerce insan geldi..
İşte o İhsan Şimşek, Büyükşehir Başkanlığı'nı, bir başka park ve bahçe ustası Ekrem İmamoğlu kazanınca, görevinden istifa etti.
Sistemin ve nezaketin gereğiydi istifa..
Belediye Başkanları'nı artık halk ayrı oyla seçiyor. Başarısızlıkta ilk ve tek sorumlu o.. O zaman, o sorumlu başkanın kendi ekibi ile çalışması şart..
Dünyada öyle olur zaten.
Bazı sistemlerde (Spoil sistem derler, uluslararası adına) tüm kadro başkanla gelir, başkanla gider. Bu sistem olmayınca, yeni gelene kadrosunu kurma hakkı tanımak için istifa bir nezaket gereğidir.
Duyduğumuz istifalar, bu nezaketi gösterenler işte..
İhsan Şimşek'in istifası gerekliydi. Etti..
İmamoğlu ne düşünür bilmem..
Yarattığı Yaşam Vadisi'ni kaç kez gidip gördüğüm için biliyorum ki, onun da bir uzmanı var mutlak..
Ama ben onun yerinde olsam, parkı, bahçeyi, yaşam yeri yaratmayı bilen bir insan olarak, hele seçim öncesi tüm İstanbul'u dolaşırken, her köşede imzasını gördüğüm İhsan Şimşek'in istifasını kabul etmezdim..
"Hiç bir siyasal parti, fikir ayrımı gözetmeden 16 milyonun Başkanı olacağım" diyen İmamoğlu'ndan bunu bekledim, doğrusu..
Ben, tüm İstanbullular ve yolu İstanbul'a düşenler adına, yürekten teşekkür ediyorum, İhsan Şimşek'e..
Ekrem Başkan da, mütevazi bir tören ve İstanbul adına "Teşekkür Plaketi" ile uğurlar mı acaba?.