Bilir misiniz, bugün hayatta olmayabilirdim..
Ve gene bilir misiniz, hayatımı adını bile bilmediğim bir kadına borçluyum..
1990'lı yıllar.. Ama 94'ten önce. O yıl Mustafa Cengiz'in benzincisinde bacağımdan vuruldum ve bir daha araba kullanmadım, çünkü..
Neyse.. Murat 131 bir arabam var. Doğan modeli..
Barbaros Bulvarı'ndan çıkıyorum.
Yanımda çok sevgili arkadaşım.. (Eskiler, böyle deyince hemen eklerlerdi, "Şimdi sevmesin.." Ölen biri seni severse yanına alırmış..) Neyse yanımda Sevgili Arkadaşım Orhan Mizanoğlu oturuyor.. Ben sol şeritteyim..
Sağdan bir araba üzerimize sürdü.
Sola geçmek istiyor ama mümkün değil..
Bu şeritte tren vagonları gibi nerdeyse yapışık dizilmişiz. Nasıl acı bir frenle kazayı önledim.
Allahtan arkamdan gelen de bana vurmadan durabildi. Orhan, üzerimize süren hem de çok iyi giyimli sürücüye, eliyle "Deli misin" anlamına gelen o işareti yaptı.
Parmağı ile şakağına dokunup, döndürdü yani. Hepsi o..
Yoğun trafikte az sonra yanımıza geldi tekrar o araba..
Gördüğüm kanımı dondurdu.
Sürücü bir eliyle arabayı kullanıyor.. Öbür elinde bir tabanca var. Yanında oturan kadın, muhtemelen eşi, üzerine kapanmış, silahı kullanmasına engel olmaya çalışıyor..
Beynim durmuş. Nasıl kurtulduk, hatırlamıyorum.
***
Gene 90'lı yıllar.. Ben Etiler'deyim..
Ertekin (Şimdi sevmesin) Levent Oyak Sitesi'nde. Beni almış, ona uğrayıp
Ortaköy'e gideceğiz..
Uğur Mumcu Caddesi'nden aşağı inerken arkadan biri uzunları yakıp söndürerek yol istiyor..
Ertekin aldırmadı.. Adam ısrarlı..
Gene aldırmadı.. Yanımıza kadar geldi ki, iki kişiler.. Birinin elinde silah var..
Kafamı hafiye gibi çalıştırdım. İlerde tünel var, TEM'in karşısına geçiyor..
Ertekin'e "Sağa sinyal ver" dedim.. Verdi..
Adamlar hızla yanımızdan geçtiler.
Önümüzden tünele girdiler.. Ben Ertekin'e "Düz devam et, gaza bas" dedim.
Geçerken baktım. Tüneldekiler sağa çekip park etmiş bizi bekliyorlar ki, vuralar!.
***
İnsanoğlunun canı hele trafikte nasıl bir ipliğe bağlı göresiniz diye bu iki yaşadığım örneği anlattım size..
Çekirge iki defa sıçradı. Üçte ne olur bilinmez. O yüzden, tüm yardımcılarıma ayni talimatı veririm.
"Trafikte kimseye bulaşmayacaksınız.
'Hak benim. Yol benim'diye bir şey yok. İki arabadan biri yol vermek zorunda ise, yolu daima biz vereceğiz ve yol verdiğinizi, elinizle işaret ederek ve gülümseyerek göstereceksiniz." Haklı olmak size bir şey kazandırır, dostlar.
Unutmayın... Mezar taşınıza 'Haklıydı' diye yazarlar.." Bizimkilerin, camı indirmeleri, bağırmaları yasak.. Hele durup arabadan inmeleri, kesinlikle yasak.
Ne varki, "Öfke"yi, o baldan tatlı olan lanet huyu her zaman kontrol mümkün değil..
Öyle korkunç işler yapılıyor ki yollarda çıldırmamak mümkün değil..
İki arabadan iki öfkeli adam inerse ne olacağını Allah bilir!.
Köprü gişelerinde takıştığı arabadakileri, Tuzla gişelerinde yakalayıp kurşunlayan ve öldürenler yazılı, bu ülke polis raporlarında..
Dün anlattım "Hukuk herkese lazım" diye..
En az onun kadar lazım olan da, "Öfke kontrolü.." Soğukkanlı olabilmek ve "Buyur sen geç" diyebilmek, katil olmamak, ya da hayatta kalmak için şart!.
Aman trafikte kimseye ama hiç kimseye bulaşmayın.
Bırakın gitsin. Bilemezsiniz, "Buyur" demenin kim bilir kaç kez hayatınızı kurtardığını..