Sina Koloğlu yazmış, Milliyet'te.. Dizileri kaydedip sonra izliyormuş çoğunluk.. Ya da teknoloji sağladı ya, "Canın ne zaman isterse" sistemini.. Ordan..
Sina diyor ki.. "Evde kayıt imkanı olanların hemen hepsi, kaydedip izliyor.."
Eee!.. Sonra..
Sina bu kadar yazmış bırakmış. Oysa gerisi önemli..
"Niye canlı izleyen yok?."
Millet geri zekalı değil de ondan..
Kanalların hepsi karbon kopya olduğu, hiçbir yönetmen fark yaratmaya cesaret edemediği için, hepsi, hiçbir şey yapmadan oturup maaş alıyor. Her gece haberlerden sonra, saat sekizden gece yarısı bire kadar tek dizi.. 180 dakika dizi.. Enayi mi millet!.
İlk 60-70 dakika, bir evvelki bölümün, nerdeyse tekrar gibi özeti.. Nerdeyse bir saat dolaylarında da başladı mı bitmeyen "Kısa(!) bir ara" reklam.. İzlediğiniz dizi bir saati geçiyorsa iyi..
Şimdi bir dirhem bal için, bir çuval keçi boynuzu yer mi insanlar?.
Hadi kaydediyor. Özet mi, reklam mı, hızla geçiyor. İşi bir saatte bitiriyor. İki saat kendine kalıyor.
Peki bunu reklam verenler bilmiyor mu?. Milyonlar verdikleri reklamlarının izlenmediğini bilmiyorlar mı?.
Biliyorlar tabii. Ama benim bilmediğim başka bildikleri var, demek..