Bir zamanlar elimden düşmeyen Milliyet gazetesinde okuduğum çok az şey kaldı. Bunlardan biri Özay Şendir'in "İnce Ayar" köşesi..
Ama Özay, bir türlü kendi köşesine ayar çekemedi.
Dün en tepede "Frankenstein'lar" başlığı vardı. Orda anlatıyor ki, Frankenstein canavarın değil, onu yaratan doktorun adıdır.
Kitap da o sembolizm zaten.. "Asıl canavar kim?."
Konusu o internet sapığı.. Yaratan da, onu izleyen milyonlar..
Ama Özay'ın da bir Frankenstein'i var. Köşesinin üstünde adı yazan "Sayfa Ressamı" Dinçer Öncü..
Bol resim doldurduğu yetmiyor köşeye, iki yazıyı da "Okunmaya değmez" diye dişi koymuş ki okunmasın. Çünkü "Öncü'nün sayfası /Özay'ın köşesi değil" okunmak değil, bakılmak için.
Bana mesleği öğreten Cihat Baban Ustam, hem de 5 santim boyunda, beş metreden okunan başlığı renkli ve dişi attım diye sabah hırsla odama dalmış ve bağırmıştı..
"Bu ne o... donu gibi sayfa.."
Şimdi tüm sayfa çizerleri, işte bu o.ç. sayfalarına meraklı.. Yazılar okunsun değil, okunmasın diye uğraşıyorlar, inatla ısrarla.
Peki o gazetenin yazı işleri müdürü, genel yayın müdürü, patrona dek bir merdiven boyu makamlarda oturanları yok mu?.
Var!.
Ama hiçbiri okumadığı, kendi gazetesini okumadığı için sorunları yok..