Bütün TV haberlerinde tekrar tekrar.. Bütün gazetelerde birinci sayfadan kocaman..
Yeni bir inşaatın istinat duvarı çökmüş.. Onunla birlikte ona yaslanan ev de gümbür.. Evi uyanıp önceden boşaltmışlar da kimse ölmemiş.. Çökmeden sonra civardaki 21 ev de boşaltılmış..
Sonra?. Sonrası yok.. Çünkü bizde gazetecilik yok!.
Bir defa haber eksik!.
O istinat duvarını yapan kim?. Yahu inşaat matematik işi.. Dayanma duvarına kaç ton yük binecek ona göre hesaplanır yapılır.
Bunun hesabını hangi mühendis yapmış?. Merak eden yok.. O inşaatın sahibi kim?. Merak eden yok!. O boşaltılan 21 evin sakinleri şimdi nerde yaşıyor? Merak eden yok!. O inşaatın sahipleri, o heyelan tehlikesi olan yere inşaat temeli kazılması izni veren kim?. Merak eden yok!.
Bu çökme sonunda kaç kişiye, hangi gerekçe ve hangi ceza istemleriyle dava açıldı?. Merak eden yok..
O zaman, yarın bizim evimizin de çökme ihtimali yüksek değil mi?.
Bir gün geliyorsunuz, eviniz yok. Kimse ölmedi diye sevin.. Ama içindeki herşeyle evi gitmiş aile şimdi nasıl yaşıyor, yaşayacak, merak eden yok!.
Gazeteler, TV'ler olayı ertesi gün unuttu. Bizde adam gibi haber yapmak yok. Fikri takip hiç yok..
Vah Kağıthane'nin zavallı evsizleri.. Ölmüşsünüz, ağlayanınız yok..
Aslında sadece onlar değil, biz hepimiz bu kentte bedava yaşıyoruz, dostlar!.