Dün öğlen Çeşme'de toprağa verdiğimiz Zafer Çika'nın, Sevgili Demet Akbağ'ın eşi Zafer'in acısı bize ders olmalıydı.. Tüm gazeteler hem haberlerinde, hem köşelerinde yazmalılardı bu dersi..
"Zafer, emniyet kemerini bağlamış olsa, bugün hayatta olurdu." Bu kadar kısa, bu kadar açık, bu kadar net!.
Zafer, kaza sırasında kemeri bağlı olmadığı için araçtan fırladı ve vücudu darmadağın oldu. Bağlı olsa, koltuğu ve kaporta onu koruyacak, hatta bir kaç sıyrıkla şimdi aramızda olacaktı.
Ne yazık ki, bu ülkede en başta Trafik Polisleri Emniyet Kemeri'ni kimse ciddiye almıyor..
Bin defa yazdım. İstanbul'un "Makam odası/ Çay Kahve Müdürleri"ne teklif ettim.
"Bu yakada Akmerkez, Karşıyaka'da Caddebostan Bağdat Caddesi'ni pilot bölge ilan edin ve 'Sıfır Tolerans' ile her ama herkese Emniyet Kemeri ve Cep telefonu cezası yazın" dedim.. Kös dinlediler..
Yahu pilot bölge uygulaması efsane gibi yayılır ve İstanbul'da "Devlet olduğunu" herkese anlatır..
Ama keyif ehli trafik müdürleri kıllarını kıpırdatmadılar..
Bana Emniyet Kemeri cezası yazıldı iyi mi?.
Boğaziçi Köprüsü'nden Avrupa'ya geçiyoruz.
Ekip var. İşaret ettiler. Kenara çekti Caner..
"Ehliyet.. Ruhsat tamam.." "Emniyet Kemerin takılı değil" dedi ekip şefi Caner'e..
"Güldürmeyin beni memur bey" dedim.. Şu altı şerite beraber bakaım.. Onlarca, yüzlerce kemer bağlamamış sürücü geçiyor.. İşte.. İşte.. İşte.." Bakmıyor bile.. Çünkü biliyor on sürücüden dokuzunun kemer takmadığını..
"Bakın memur bey" dedim. "Kemer, memer umurunuzda değil. Siz sadece verilen emirlere bakıyorsunuz..
Benim araba siyah mersedes minibüs..
Yani size Ankara'dan gelen emirle, yakalanıp bağlanacak Uberlerden biri olabilir. Uber diye çevirdiniz.
Baktınız değiliz.. Hadi bahane.. 'Emniyet Kemeri..' Size kızamam. Emir kulusunuz.. Size bu özel emirleri verenler utansın" dedim. Cezayı ödedim, çektik gittik.
Zafer, kemer bağlamayarak nerdeyse intihar etti..
Ama bu ülkede Emniyet Kemerinin bağlanması için hiç ama hiçbir şey yapmayan Devletim de bu ölümün ortağıdır, herkes iyi bilsin!.