Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Karius kötü kaleci!. Peki Muslera?.

Çarşamba günleri spor servisimiz haftanın olaylarını tartışır.. Ömer Üründül dostum "Karius kötü kaleci olsa Liverpool'da oynar mıydı" demiş..
Haklı bir soru ama, Liverpool macerasının bir de sonu var, Ömer!.
Karius, Liverpool'da oynarken "Avrupa'nın en kötü kalecisi" seçildi bir ciddi ankette. Bir başkasında "Yılın en kötü kalecisi!." Bir üçüncüde "Yılın En Kötü 11'i" nin kalesine kondu.
Yani İngiltere şöhreti fevkalade kötü olduğu için "Ada"dan teklif alamadı da, menecerler bize getirdiler.
Haftanın öteki en çok konuşulan ismi de bir kaleciydi. Muslera.. Onu da herkes göklere çıkardı. Hem de Galatasaray'ın 5-0 kazandığı maçta, galibiyette en çok rol oynayan kişi olarak..
Bizim her salı yaptığımız geleneksel yemekte konu futbola ve dolayısıyla Muslera'ya geldi.
Galatasaray Kulübü'nün önde gelen isimlerinden Sevgili doktorum Doğan Sarıbeyoğlu "Galatasaray bu yıl şampiyon olursa, Muslera'nın eseri olacak" dedi. Gene kulübün önde gelenlerinden Taner Aşkın kardeşim "Ya yediği gollerle kaybettirdiği 15 puan ne olacak?. O golleri yemese, yedirmese şimdi Başakşehir'in önündeydik" dedi..
Ben Taner'e katıldım. "Hazır para ederken derhal satılmalı" dedim.
"Galatasaray'a iyi bir kaleci lazım.."
O zaman herkes bana baktı.. "Yani Muslera iyi kaleci değil mi?. Ne müthiş goller kurtarıyor?." "O golleri kurtarmak görevi. O golleri kurtarsın diye o müthiş paraları alıyor.
Ama bakın dostlarım.. Kaleciyi sakın kurtardıkları ile değerlendirmeyin.
İyi kaleci yenecek golleri yer. Ama yenmeyecek golleri yemez. Yenmeyecekleri yemez, yenecekleri de kurtarırsa, o zaman "Muhteşem" kaleci olur. Adı tarihe geçer.. "Berlin Panter"i olur." Berlin Panter'i, Almanlar'ın daha sonra Dünya şampiyonu olacak 11'ini Berlin'de yendiğimiz maçta akıllara seza kurtarışlar yapan Turgay Şeren'e onların taktığı isimdi. O maçın ne yazık ki, sadece birkaç dakikasını siyah beyaz bir haber filminde sinemalarda izleyebilmiştik.
Yıl 1951!.
Almanya'da bir başka Türk kalecisi daha ün yaptı, sonraki yıllarda..
Özcan Arkoç o yıllar şampiyonluğa oynayan Hamburg'un kalesini korudu, Fenerbahçe'nin akıl almaz goller kurtaran kalecisi..
Salı gurubuna, Turgay/ Özcan anımı anlattım.
Özcan Fener kalesinde gerçekten akıl almaz goller çıkarıyordu. Uçuyordu.
Galatasaray taraftarı ona şakayla karışık, "Uçan manda" lakabını takmıştı..
Ben Ankara'da gazeteciyim.. Milli takımda, sakat değilse hep Turgay oynuyor. Özcan yedek.
O zamanlar Milli Takım İstanbul karması gibi.. Dışardan bir tek Mustafa var.
O zaman asker takımları da ligde oynarlardı.
Karagücü'nün kaptanı orta saha oyuncusu. Bugüne göre ön libero..
Öyle sağlam ön libero ki, adı "Beton Mustafa"ya çıkmış. Bir gün birlikte yemek yiyoruz. Sordum..
"Ne diyorsun bu 'Turgay mı, Özcan mı' tartışmasına.."
"Biz hep Turgay'ı isteriz" dedi. "Biz" dediği Milli Takımın savunma adamları..
"Niye" dedim.. Anlattı..
"Savunma adamı arkasındaki kaleciye güvenirse rahat oynar ve başarılı olur. Güvenmezse işler karışır. Giderek panikler bile.. Turgay iyi, çok iyi kalecidir.
Çünkü yenmeyecek golleri yemez.
Budur işte 'Güven' veren bize.. İyi kaleci yenecek golleri yer. Yenmeyecek olanı yemez. Özcan ne akıllara seza kurtarışlar yapar ama ne de yenmeyecek golleri yer. Ne zaman yiyecek, ne zaman kurtaracak bilemediğin kaleciye ne kadar güvenirsin?." Düşündüm.. Turgay'ın yediği golleri düşündüm. Genelde topa hamle bile yapmaz, sadece bakardı yerken.. Çünkü o topa müdahalesinin imkansız olduğunu bilirdi.
Kalecilik konusundaki bu ilk dersimi hayat boyu unutmadım ve Beton Mustafa'nın nasıl haklı olduğunu her defasında gördüm.
Turgay'ın "Dahası" da vardı..
Çizgiyi bırakan ve 18'in tamamına hakim olan ilk kaleciydi belki de dünyada bile. En iyi yer tutan kaleciydi. Ne zaman çıkacağını, ne zaman bekleyeceğini en iyi bilendi. Özellikle de bugün Galatasaray'ın en çok gol yediği duran hava toplarına nasıl hakimdi.. İnanın Galatasaray bekleri topu taca değil, kornere daha rahat atarlardı. "Nasılsa Turgay armut gibi alacak ve top bize geçecek" diye..
..Ve Turgay, o borazan gibi sesiyle en geriden savunmayı yönetirdi. Santra çizgisindeki basın tribününden duyardık önümüzdeki beke haykırışını, mesela.
Şimdi Muslera'ya bakın.. Duran toplardan yediği gollere bakın.. Ayakla top çıkardığı zaman rakibe asist yaparak yedirdiği gollere bakın.. Topu asla hızlı oyuna sokmadığı için rakibe verdiği savunma fırsatına bakın.. 18, hatta 6 pas içine top yumrukladığı için gol vuruşu yaptırdığı pozisyonlara bakın..
Muslera, iyi kaleci değil. Bir maçta 7 değil 17 gol de kurtarsa iyi değil..
İyi para verilirken derhal satılmalı..
Seneye Şampiyonlar Ligi'nde oynaması kuvvetle muhtemel Galatasaray'a "İyi" bir kaleci lazım!.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA