Pazar sabahı kahvemi masamda değil, ekran karşısında içtim. TRT2 başladı ya.. "Hele bir bakayım" dedim.. ve o program bitene kadar da bırakamadım..
Sevgili Fuat (MFÖ) Güner, bilen bilir, yurt dışından harika programlar yapardı.
TRT2'de başlamış yeniden.. Baktım Madrid'de.. Hem de en sevdiğim binanın Prado Müzesinin önünde.. Bir dünya Güzel Sanatlar Tarihidir, orası. Binlerce eser. Ömür yetmez gezmeye..
Ordan çıkıp bir de Kraliçe Sofia'ya, Dali ve Picasso'ya gitmez mi?. Beni büyüleyen, tam 3.5 saat önünde tutacak kadar içine çeken Guernica'ya da bakmaz mı?.
Madrid'in sokakları ve civarında dolaşmaz mı?.
Türkiye'ye de gelmiş, Ermeni asıllı bir Lübnanlı müzisyen Ari Malikyan ile bir sohbet yaptı, değme röportajcılara taş çıkartır.. Cevaptan sorular çıkartarak, nasıl ilginç şeyler söyletti..
Kemancı Ari, klasik müzik eğitimi almış, konservatuarda.. Orda başka tür müziği dinlemek bile yasaktır ya.. Bizim Doğan Canku gibi isyan etmiş Ari de ve aynen Dado gibi müziğini aramaya başlamış.
"Her türlü müziği çaldım, ama hepsini de kendi türümde çaldım. Ben kendimi eğlendirmek için müzik yaparım çünkü.. O zaman da canım ne istiyorsa onu, canım nasıl isterse öyle çalarım. Çünkü ancak o zaman eğlenirim ve de çünkü ben eğlenirsem, seyirci de eğlenir.. Resitallerimden mutlu olmayan seyircim yok.."
Fuat'ı aradım hemen.. "Bu Ari 13 Nisan'da geliyormuş gene.. Top sende. Birlikte gideceğiz" dedim..
Bu arada "Hoş geldin TRT2" diyorum..
İzlediğim ilk programınız beni kalbimden vurdu. Ekran başında fazla vakit geçirmem ama, artık evde oldukça Digi 66'yı tıklayacağım mutlak!.
Bitirmeden ve unutmadan.. Fuat Güner'in bu enfes programı, her cumartesi 11.00'de, TRT2'de..
Adına bakar mısınız?.
"Aramızda müzik var!."
Aramızda müzik olsun dostlar.. Kin, öfke, nefret, ayrımcılık değil.. Müzik olsun, aramızda her zaman!.