Gelenek ve görenekler mi önde gelir, Anayasa mı?.
"Bu da soru mu?. Tabii anayasa" diyenlerdenseniz, o zaman okuyun..
ABD/ New Hampshire eyaletinde üç feminist kadın halk plajında üstsüz güneşleniyorlardı. Etraftan şikayetçi oldular. Polisler geldi, kadınları göz altına aldı. Mahkeme, mahkum etti. "Kadınların meme uçlarının görülmesinin suç sayılması, Anayasa'nın 'Kadın/ Erkek' eşitliği ilkesine aykırıdır" dediler ve Yüksek Mahkemeye gittiler. Yüksek Mahkeme karar verdi.
"Kadınların meme uçlarının örtülmesine dair kurallar, Anayasa'nın cinsiyet eşitliği maddesiyle çelişmez."
Gelenek ve göreneklerin, Anayasa'nın önüne geçebiliyor yani, Hukuk'ta..
Aslında iyi bir tartışma konusu.. O zaman, ayni gelenek ve göreneklerin sinemada tam da tersine işlediğini hatırlatalım..
Bugüne dek kaç filmde, çıplak kadını önden gördünüz?. Sayısız değil mi?.
Peki ya çıplak erkeği önden kaç defa gördünüz?. Bir elin parmakları yetiyor bu defa..
Çünkü "Kadın, erkek eşittir" diyen Anayasa hükmüne rağmen, sansürler hemen her ülkede "Önden çıplak kadın"a izin verir, "Önden çıplak erkek" sahnesini keser atarlar!.
Yani!.
Işıklar içinde yatsın Mekteb-i Mülkiye'deki Anayasa Hocam, Bahri Savcı!.
Bize daha ilk derste "Hukukun temeli, gelenek ve göreneklerdir" demişti..