Spor gündeminde, Ali Koç var.. Öyle şeyler öyle tartışılıyor ki, ben de lafa girme kararı verdim, bugün.. Ama önce özür.. Efendim kusura bakmayacağınızı biliyorum.. Yaş 79..
Dün, Comolli'nin gelişinin aslında doğru olduğunu bir kez daha söylemek için, ekim ayındaki yazımı özetlerken "Comolli, Arsenal'a Arsen Wenger'i getiren adamdı" demişim. 90a çekimine girerken, Kemal (Belgin) uyardı hatamı..
Arsen Wenger'i Arsenal'e getiren ve efsane yapan adam, David Dean'di. Dean Arsenal İkinci Başkanlığı'ndan "Futbol Federasyonu" Genel sekreterliğine gelmiş, orada da İngiliz futboluna büyük katkılar sağlamıştı. Hadi biraz ukalalık yapalım.. "Hangi futbol federasyonu" demeyin. Dünyada bir tek "Futbol Federasyonu" vardır. Büyük harflere dikkat..
O da İngiltere'dedir. Futbolu icat eden İngilizler, dünyanın ilk ve o zaman tek "Futbol Federasyonu"nu kurmuşlar ve o federasyonun kurallarıyla, bugün oynadığımız futbolu rugby'den ayırıp adını "Federasyon"un İngilizcesiyle "Association Futbolu" koymuşlardı..
"Soccer" sözcüsü işte ordaki "Assoc"tan türemiştir.
Sonra başka federasyonlar da kuruldu.
Önce Britanya'da.. Galler, İskoçya ve İrlanda'da.. Sonra da dünyada.. Onlar adlarının başına ülke adlarını koydular ama, İngilizler havalarını bozmadılar.. "Futbol Federasyonu" demeye devam ettiler.
Amerika'da Harvardlıların, bizde Robert Kolejlilerin isim kullanmadan "Kolejliyiz" dedikleri gibi.
Yani İngiltere Futbol Federasyonu yoktur dünyada.. Futbol Federasyonu vardır.
Neyse.. İşte İngiliz futbolunun gerek kulüp, gerek federasyon bazında çok önemli adamı David Dean, Ali Koç'un yakın arkadaşıydı.
Koç Başkan olunca, Dean ona, İngiltere'de Arsen Wenger'i bulan ve Arsenal efsanesi yaratan ekibindeki, o zamanın gençlerinden Comolli'yi tavsiye etti. Comolli de, Cocu'yu buldu ve yabancı transferleri yönetti.
"Yeni Fenerbahçe"nin bu yola çıkışı aslında doğruydu. Ne var ki frekanslar uymadı.
Ben "Sabır" derken ısrarla, Aziz'in gitmesini hazmedemeyenler saldırmaya başladılar.
Tribünleri ve sosyal medyayı etkilediler. Cocu da hatalarında ısrar ederek onlara bol malzeme verince, kara günler geldi.
Sosyal medya trolleri "Ersun Yanal" diye bastırdı.
Sosyal medyaya bakıp sayfa yapan ve yazı yazanlar da onlara uydu. Ali Koç direnemedi. Boyun eğdi. Ersun geldi. "Yeni Fenerbahçe" bitti. "Eski Fenerbahçe" döndü.
Şimdi Ali Koç gene gündemde..
"Efendim gerekirse bir sene Avrupa'ya gitmemeyi kabul edebiliriz" demiş.
Kızılca kıyamet. Ali Koç Fenerbahçe'yi bu kadar küçültemezmiş. Fenerbahçe bu kadar küçük hedeflerin takımı olamazmış, falan filan.
Ben sözleri 90a'da Kemal söyleyince öğrendim. Kemal öfkeliydi ama Güven (Taner), "Ne dediği kadar niçin dediğine de bakmak lazım" deyince, dün sabah o sözleri manşete taşıyan ve tartışma açan gazeteleri okudum.
Ali Koç demiş ki..
"UEFA'nın Fenerbahçe'nin mali durumuna bakıp koyduğu şartları yerine getirmemiz mümkün değil. Ağzımızla kuş tutsak, sezon sonuna dek, kulüp bütçesini onların istediği düzeye getirmemiz mümkün değil. O zaman, madem nasılsa yapamayacağız, o zaman, Avrupa'dan vazgeçerek, şampiyon olacak ve 'Dördüncü Yıldız'ı takacak bir kadro kurabiliriz." Bu bir düşünce.. Tartışmaya açık, hatta açmaya yönelik bir düşünce..
Fenerbahçe'yi bugünkü felaket ekonomik duruma, Aziz Yıldırım'ın keyfi yönetimi ve bol sıfırlı transferlerinin getirdiği düşünülürse, ayni yola gitmek "Benden sonra tufan" felaketini Ali Koç eliyle devam ettirmek olmaz mı?.
Peki ama, henüz Ali Koç "Dördüncü Yıldız"ı taktıracak, ezeli rakip önündeki en büyük kompleksi kaldıracak ve "Herkes rütbesini bilecek" sloganını silecek o çok büyük ve çok değerli o hedefe götürecek transferlerin, hangi parayla yapılacağını henüz söylemedi ki?.
"Bankalardan kredi almak"la olmayacağı açık. Ali Koç asla bu kadar gerzek olamaz.
Kulübü bugünkü perişan hale düşüren "Banka kredisiyle transfer" işine girmeyeceği kesin.Peki o zaman nasıl yapacak?.
Kafasında bir şeyler olduğunu düşünüyorum.
25 milyon taraftarı olan bir kulübün başkanı olarak bir planı var ki, "Avrupa hedefinden bir yıl için vazgeçme pahasına harcamalar yapabiliriz" dedi.
"Nasıl"ı bekleyip göreceğiz.
Makul bir mali güç yaratma varsa kafasında, "Dördüncü Yıldız" için bir sene Avrupa'dan vazgeçmek doğru hedeftir.
Saraçoğlu tribünlerini her hafta 40 bin kişiyle doldurmak, ekranların başına gene milyonlarla Fenerli toplamak büyük hedef, sarı lacivert camia için büyük özlemdir.
..Ve o büyük kompleksi, Dördüncü Yıldız eksikliğini yok etmek, Avrupa'dan öndedir!.
Bir şey daha.. Konu eski ama kapanmadı.
Ali Koç'a vurmak için pişirilip pişirilip gündeme konuyor.
Akhisar maçından sonra takımı, Comolli başta, otobüsle İstanbul'a göndermek doğru karardı. Alkışladım ben..
"5 saat bir arada, siz size kalın.. Düşünün ve konuşun "Ne halt ediyoruz biz' diye" verildi o karar.. Ceza olmanın ötesinde "Takım olma" eylemiydi, kadronun gecenin sessizliğinde, 30 metre kare alanda baş başa bırakılması..
O kararı da çok doğruydu Ali Koç'un..
Keşke tükürdüğünü yalamasa.. Keşke Ersun'u getirip "Eski Fenerbahçe"ye dönmeseydi.
Geçen hafta "Ersun" lafları çıkarken "Yapma.. Acele etme.. Devre arasına dek bekle.. Dünya çapında bir hoca bulabilir ve Fenerbahçe'de, Galatasaray benzeri bir 'Derwal' dönemi başlatabilirsin" demiştim.
Rıdvan Dilmen ayni şeyi iş işten geçtikten sonra, Erzurum maçının ardından NTV'de söyledi. "Ali Koç, dünya çapında bir hoca ile 3 yıllık anlaşma yapmalıydı" dedi.
Salı sabahı haber dünyaya yayıldı.
Manchester United, Mourinho'yu kovmuştu.
Dünya ve Avrupa Kupası başarısızlıklarından sonra Almanya'nın Derwall'i kovduğu gibi..
İkinci yarıya puan cetvelinde belki sonuncu, ama başında Mourinho ile başlayan bir Fenerbahçe düşünün şimdi..
Mourinho ile Saraçoğlu'na çıkarken Fenerbahçe, ben Galatasaraylı, ben 2000 yılından beri stadyuma gitmeyen Hıncal, orada olmak, o heyecanı, o coşkuyu teneffüs etmek isterdim.., Kim tutardı o Fener'i Ali Koç!.
İnan, UEFA bile başaramazdı, artık durdurmayı!.