4 bin yıllık tarihi yaşayan ve bugüne taşıyan Hatay, doğal olarak bir efsaneler yöresi..
Hazreti Musa ile, Hızır Aleyhisselam'ın buluştuğu Musa Dağı mesela..
Yorgun Musa'nın yerden fışkıran soğuk sudan bir avuç içebilmek için bastonunu toprağa saplaması ve sonra dönüp baktığında bastonun yeşerdiğini görmesini anlatmıştım. Efsane böyle, ama Ab-ı Hayat/ Hayat Suyu hâlâ orda fışkırıyor.. İki bin yaşında olduğu söylenen devasa çınar ağacı da hâlâ orda duruyor, canlı..
Harbiye'yi anlattım ama efsanesinden söz etmedim.
Eros da, Apollon da ünlü okçular..
Ama asıl Apollon, oklarını sadece "Aşk" için atan Eros'la dalga geçer. Eros da kızar. İki ok yapar. Biri Apollon'un, ötek i Deniz Tanrısı Peneus'un kızı Daphne'nin kalbine.. Ama öyle yapmıştır ki, Eros oklarını.. Apollon umutsuz âşık olacak, buna karşılık Defne ona yüz vermeyecek hep kaçacaktır.
Apollon, Defne'nin peşine düşer.. Defne kaçar. Kaçar.. Tam yakalanacakken Toprak Ana'ya "Beni kurtar" diye yalvarır. Toprak Ana onu bir ağaca döndürür.
Apollon "Yakaladım" diye sarılır ki, kollarının arasında güzeller güzeli Defne değil, bir nefis kokulu ağaç var.
Sanatın, şiirin, müziğin Tanrısı şöyle der..
"Defne, bundan sonra sen, Apollon'un kutsal ağacı olacaksın. O solmayan ve dökülmeyen yaprakların, başımın çelengi olacak.
Değerli kahramanlar, sporda, sanatta savaşta zafere ulaşanlar, hep senin dallarından oluşan çelenkle alınlarını süsleyecekler." Defne yumuşar, dallarını eğerek Apollon'u selamlar..
Şimdi bunlar her köşesinden bir efsane fışkıran Hatay'ın efsanelerinden ikisi.. Ne kadarı gerçek, ne kadarı efsane bilinmez..
Ama Hatay'ın bilimsel gizemleri de var..
Hatay ile Meksika Körfezi'nin arası 6 bin kilometre..
Dünyanın ters akan tek nehiri Asi'de (Onun için adı Asi ya..) yaşayan o ünlü ve yiyenler bayıldığı (Ben hele ırmak balığını ağzıma koymam) o Yılan Balıkları, çiftleşme zamanları gelince 6 bin kilometre yüzüyor, Meksika Körfezi'ne gidiyor, oradaki Sargossa Denizi'nde çiftleşiyor, yumurtalarını bırakıyor ve artık yaşları ve yorgunlukları yüzünden orada ölüyorlar..
Siz isterseniz mucize deyin.. Ama bilim adamlarının hâlâ çözemediği gizem orda başlıyor..
Yumurtadan çıkan yavru balıklar, anne ve babaları dünyanın neresinden geldilerse oraya dönüyorlar.. Asi Nehri balıkları Asi'ye, Menderes Irmağı balıkları Menderes ırmağına.. Üç yıl sürüyor dönüş..
Niye Asi'den çıkıp 6 bin kilometre öteye, doğdukları denize gidiyorlar, ölmek için?.
O denizde doğan yavrular, hiç bilmedikleri Asi Nehrine giden binlerce kilometrelik yolu nasıl buluyorlar?.
Olay gerçek.. Her yıl tekrarlanıp duruyor. Ama olay mucize.. Ve de bilim hala o mucizenin gizemini çözemedi.
O zaman..
O zaman.. Musa Dağındaki ağaca dönen bastonla, Harbiye'deki ağaca dönen güzel Defne efsaneleri de neden gerçek olmasın?.
Madem Hatay, Mucizeler Diyarı?.