Aslında Mazhar yerden göğe haklı.. Yani birileri sana bir ödül vermiş.. Nedir gidip almamak..
Asistanını falan göndermek!.
Seni seven, seni takdir eden, seni kutlayanlara bizahmet gidip teşekkür etmek niye zor, niye ağır gelir insanlara..
"Efendim başka yerde işleri varmış.. Çekim varmış. Konser varmış.. mış.. mış.. mış.." Hayat bir "Öncelikler" meselesidir dostlar..
O geceye katılmayan ve "Çok geçerli" mazeret sunan sanatçılara, en başta da en büyükleri, Sezen Aksu ve Tarkan'a soruyorum..
O ödülleri size bir "Emmy Gecesi"nde verselerdi, her programı iptal edip, hem de o kadar masraf ve yorgunluğu göze alıp Los Angeles'e kadar gider miydiniz, gitmez miydiniz?.
Giderdiniz.
Emmy önceliği, herşeyin önüne geçerdi çünkü..
Davete gelmeyen hiç kimse bana "İşim var.. Konserim var.
Çekimim var" mavalını anlatmasın.. Başka şeyi tercih ettin. Hepsi bu..
Gelmemek "Şurdan alacağım şu kadar para, senin gecenden önce gelir" demektir, o kadar..
Mazhar'ın yanlışı, "Gücüm yetmez" diye Sezen ve Tarkan'ı kenarda tutmak için "Gençler" diye ayrım yapması bir.
Kullandığı üslup iki.. Daha ılımlı konuşabilirdi.
Hep hatırlarım..
Bir ödül törenine gitmiştim.
Sıramı bekliyorum..
Durmadan "İşi olduğundan" mazeretleri dinliyorum, arka arkaya..
Tayfun Talipoğlu'ydu galiba, ışıklar içinde yatsın. Onu çağırdılar.
Çıktı sahneye ödülünü aldı ve teşekkür konuşmasına başladı..
"Biz işsiz, güçsüz takımından olduğumuz için, kendimiz geldik, ödülümüzü almaya.."