90a'daki 40 yıllık arkadaşım Güven Taner'in bir notunu buldum, salı akşamı, tabletimde..
"Yahu bütün gün öğleden sonra beraberdik, bu ne notu" dedim içimden ve okumaya başladım. Bittiğinde gözlerim nemliydi.
İşte o not!..
***
Hıncal Ağbi, 90'a programları sonrasında önümüzdeki kâğıtları toplamam dikkatini çekiyor, biliyorum.
Başkalarının da çekiyor.
O kâğıtları neden toplarım, anlatayım:
1. Arkası boş olanları yeniden kullanmak için.
2. Arkası da dolu olanları yeni görevlerine göndermek için.
Arkası boş olanları eve getirdikten sonra, notlarımı yazdığım bilgisayarıma bağlı yazıcının kâğıt haznesine koyarım.
Ve yeni notlarımı bu arkası dolu olan kâğıtlara yazdırırım.
(Giderek kötüleyen el yazımı kendim de tam okuyamadığım için notlarımı çoğunlukla bilgisayarda yazıyorum.) Arkası dolu olanların bizde görevi bitmiştir ama çöpe gitmezler, başka bir görev için yola çıkarlar.
Onları eşimin hazırladığı torbalara koyarız. Bizim evde küçücük bir ilaç prospektüsü bile bu kâğıt torbalarında toplanır.
Birkaç satırlık bir notu içeren küçücük parçalar dahi atılmaz!
Torbalar doldukça eşimin arabasının bagajına gider.
Orası da dolunca
doğru hayır kurumlarının kâğıt toplama yerlerine... Bu tür kâğıtların
hayır işi yapan kurumlarda binaların
elektriğini, suyunu, gazını
ve benzer giderlerini karşıladığını
çok iyi biliyoruz. Gidip, konuşarak
yöneticilerinden öğrendik.
Bu alışkanlığımız yıllardır sürüyor.
Ve bunu da ışıkları bol olsun Nilüfer-Necmi Tanyolaç çiftinden öğrendik.
Damlaya damlaya göl oluyor.
O gölde damlalarımızın olması bize keyif veriyor.