"Dünya Kupası finalini Fransa ile Hırvatistan oynayacak" deseydi birisi, mesela mayısta size, ne düşünürdünüz?.
Fransa ve Hırvatistan, mesela 1998'in o muhteşem, seyrine doyulmaz Fransa ve Hırvatistan'ı olsalar mesele yok..
Ötekiler daha da kötü olduğu için finale gelen iki sıradan takım bunlar..
Zaman zaman parladılar. Bazı maçlarda göze çarptılar.. Ama devamlılık gösteremediler. Ne olursa olsun, iki takım finale gelecekti. Bunlar geldi. Hepsi o!.
Yıldız!.
Yıldız "Uğruna maç seyredilen adam" demek..
"Dünya Kupası Final Maçı"nı uğruna izleyeceğiniz bir, tek bir isim söyleyin bana lütfen..
Düşünmeyin.. Zorlamayın kendinizi..
Yıldız, düşünerek, zorlanarak bulunmaz. O hep akılda, hep göz önündedir. Onun için "Yıldız"dır zaten..
"Yokluklar Kupası" bu!.
Müthiş bir takım oyunu oynayanı yok..
Bireysel dersen, demeyin. O da yok..
Futbolun simgesi goldür değil mi?. O zaman bakalım golcü var mı?.
Yahu 32 takım geldi.. Bir "Santrfor", bir "Golcü" gördük mü?. Sahte santrforlar.. Santrfor diye kullanılan hızlı koşucular..
Yahu bir Hakan Şükür yoktu, 32 takımda.. Gerek milli takımda, gerek Galatasaray'da yerin dibine batırdığımız adamın yarısını göremedik Rusya'da..
Anlayın gerisini..
İlk defa bir Dünya Kupası bitiyor diye bayram yapıyorum.