Maçlar eve bağlayınca, okuma zamanım arttı.. Güzel yazılar vardı, gazeteler ve eklerinde..
İşte seçtiklerim..
Muhsin Kızılkaya, Haber Türk Pazar'da gene harika bir yazı kaleme almış.. "Bir Bodrum Masalı.."
Bodrum'a babasını öldürdüğü için hapse gönderilen Cevat Şakir'in dünyaya kazandırdığı yarım adanın gerçek öyküsü masal gibi gerçekten..
Azmi Karaveli'nin Cumhuriyet Pazar ekindeki "Yurttan Sesleri" yurdumuzda olan ve pek farkına varılmayan güzellikleri sıralıyor. Mesela Adıyaman Tut ilçesinde cama çarpınca düşüp ölen minik serçeyi kalp masajı ile hayata döndürüp havaya salan polis. Ne yazık ki adı yok yazısında. Oysa İçişleri Bakanlığı'nın ödül vermesi gereken bir polisti o..
Oya Çınar, İbrahim Tatlıses'in eski eşi Ayşegül Yıldız'la bence haftanın söyleşisini yapmış. (Posta Cumartesi) Ayşegül'ün yanıtlarında da bayıldım.
..Ve ne demek istediğimi iyi bilir, "The last, but not the least/Sen anlat istersen Nur", "Sığ sularda magazinin tadı yok.." Yazarı anladınız Nur Çintay.. Cumartesi Sabah'ta.. Baştan sona ayni yazıyı yazıp, altına farklı imza atmaktan çekinmeyen magazincilere ders gibi bir yazı olmuş.
Örneği bu haftadan ben vereyim.. Özgü Namal, yıllardır Köyceğiz'de uygarlıktan uzak yaşıyor ya. Ayni haber.. Ayni resimler.. Hürriyet'te Cenker Tezer, Posta'da Hakan Kıraslan, Vatan'da Umut Ünver imzası var. Hepsi cuma günü..
İçlerinde bir teki Köyceğiz'e gitti de farklı bir kare çekmedi mi?. Gizli çekim mi yaptı ki, kendisinin tek resmi yok oralarda..
Sosyal medyadan herkese ulaşan resimleri DHA haber yapıyor ve bunlar altına bir de imza atıyorlar, yüzleri kızarmadan..
"Gazetecinin adı"nı bu kadar ucuzlatmaya hakkınız var mı, çocuklar?. İmzaya göre prim mi veriliyor oralarda yoksa?.
Eline sağlık Nur!.