Mutluluk tespihime bir tane daha eklendi, çarşamba gecesi..
Güzellikler, sürprizlerle doluydu, gece.. Bir de anılar, dünya güzeli anılar yüklendi.. Duygulandım.. Daldım.. Coştum.. Dostlarla kucaklaştım. İki çift lafla da olsa hasret giderdim.. Hepsini yazmaya kalksam roman olur.. Bir iki not derleyeceğim o kadar..
***
Bizim maç gurubunun en cefakarlarındandır Cengiz.. Yığınla hem de nasıl Cim Bomlu arasındaki iki Fenerlisi'nden biridir. Öteki Yaso'nun eşi Can..
Cengiz, İstanbul'un muhteşem güzelliklerine en görülesi bir anıt parkı, Miniaturk'ü ekleyen adamdır. Projeyi gazeteye
gelip anlatmıştı. Benzerlerini Batı'da gördüğüm
için çok heyecanlanmıştım. Parkın inşaatını,
içine konacak minyatürlerin yapımını
adım adım izledim. Okurlar da bu köşede izlediler
tabii.. O sürede de Cengiz bizim evin bireylerinden
biri oldu.
"
Ağabey, 20 Haziran Çarşamba kızımı evlendiriyorum Çırağan'da" deyince hemen notunu aldım.
Gidilecek.. Kız tarafı olarak gidilecek.. Aslında çift dikiş kız tarafıyım.
Hilal hem Cengiz'in kızı.. Hem de ahaber'in yıldız muhabiri.. Bizim gurubun kızı yani..
Sürpriz beni kapıda bekliyormuş, iyi mi?. Orda öğrendim ki
damat bizim Volkan Babacan'mış.. Milli takımın ve Başakşehir'in kalecisi Volkan.. Olduk mu birden erkek tarafı da..
O zaman bu düğün benden çifte torpilli.. Olacak köşemde birinci yazı..
Ben gittiğimde konuklar yeni geliyorlardı,
Çırağan Sarayı'nın bahçesine.. Denize bakan bir koltuğa oturdum ve daldım.. Denize değil tabii.. Hayallerime..
Seneler evvel buraya ne kadar çok gelirdim..
Sevgili M. Ali'nin (Açılmış.. Nurlar içinde yatsın) dünyaca üne kavuşturduğu Q Caz Barı vardı Çırağan Sarayı sarayken, Osmanlı'da zindan olan bodrum katında.. Akşam üzeri Aşkın Arsunan piyano çalardı. Gece de dünya çapında caz yıldızları.. Kimler kimler geldi. Sonra yerli yıldızları keşfedip çıkarmaya başladı M. Ali..
Ferhat Göçer.. Barbaros.. Nez!.. Nasıl dolup dolup taşıyordu, kışın Zindan.. Yazın o emsalsiz Boğaz'ın kıyısındaki açık hava Q Barı..
Barın ünü ve popülaritesi Çırağan Oteli de etkiledi.. Hele yazları bir düğün, ya da bir başka sosyal davetin yapılmadığı gece olmazdı adeta... Ben de, ya Q Bar, ya da böyle bir davet için işte, iki gecede bir orda olurdum işte..
Ama işte.. O otelin fena halde Türk düşmanı, hem de nasıl ırkçı bir İsviçreli Genel Müdürü vardı.. Richard Bayard mı ne?. Başta ben, gelen tüm Türk konukları aşağılar, hele otelin Türk personeline "Köpek Türk" diyecek kadar hakaret ederdi.. M. Ali'nin popülaritesini de fena halde kıskanıyordu. Clinton'un hem de Başkanken gelip sahneye çıktığı ve saksafon çaldığı o kulübü kapattırmak için ne adilikler yaptı. Elde sözleşme var, çıkaramıyor ama engellemek için ne aşağılıklar yapıyor. Ben fena halde savaş açtım köşemde.. Sonunda Kempinski onu ordan alıp, Antalya'ya verdi. Rezillikleri orda da sürdürmüş olmalı ki, kovdular. Defoldu gitti, ama olan Q Caz Bara ve Çırağan'a oldu.
O yıllardan beri ilk defa gittim desem yeridir.
Sekize doğru masaların olduğu bölüme geçtik ki,
ben Kız Tarafı masasındayım.. Patron Serhat Albayrak, aHaber'den müdürümüz Abdülhalik Çimen'le ayni masadayız.
Saat sekizde anonsla davet edildiler.. İkisi de Hilal'in şahitleri.. Volkan'ın şahitleri de dostlar..
Fatih Terim.. Milli Takımdan Hocası..
Abdullah Avcı.. Başakşehir'den hocası..
Göksel Gümüşdağ Başakşehir'den Başkanı..
Nikahı ilk defa orda gördüğüm ve tanıdığım Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal kıyıyor.
O da erkek tarafı aslında.. Başakşehir'i kuran,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ya..
Çok şeker bir nikâh kıydı Başkan.. Lafı uzatmadan, ama tatlı şakalar yaparak..
Klasik soruları sordu.. Hilal "Evet" dedi mikrofona.. Volkan'a uzattı Başkan..
Volkan öyle bir "Evet" bağırdı ki, mikrofonsuz karşı sahilden duyulur.. Biz erkek takımı, "Bastırdık" diye alkışlıyorduk, Mevlüt Başkan kesti..
"Hatırlatırım.. Erkeğin sesinin kadından baskın çıktığı, çıkacağı son andır, nikâh töreni.."
Fatih Hocam kaptı mikrofonu.. "Bu Volkan'ın milli takımda yıllarca hocalığını yaptım. Bir tek maçta 'Bıraaak.. Bende' diye böyle bağırdığını duymadım" dedi..
Abdullah Avcı, erkek tarafı olarak ortaya çıktı.. "ahaber artık Hilal'i Afrin'e yollamasın" dedi.. Hilal,
Afrin harekatı boyunca günlerce
ateş hattında görev yapmış,
harikalar yaratmış, harekatın simge gazetecilerinden
olmuştu yaptığı canlı yayınlarla..
Bizimkiler altta kalır mı?. Haluk Müdürüm kaptı mikrofonu.. "Abdullah Hocam, Volkan'ı deplasmana götürmezse, ben de Hilal'i Afrin'e göndermem" dedi..
Siz hiç böyle neşeli bir nikah töreni yaşadınız mı?.
Tören bitti. Gelinle damat, gecenin en zor işine, masa masa dolaşmaya başladılar.. Biz de faça masada oturuyoruz ya.. Babalar ve annelerin masasından sonra sıra bize çabuk geldi.. Onları da sarılıp öptük..
Bizim masa boşalmaya başladı.. Ben de kalktım. Bir adım attım ki, tanıdık, hem de çok tanıdık bir ses My Way söylüyor.. Döndüm.. Çırağan Q Caz Barın solistlerinden Barbaros.. Aynen oturdum.. Beni gördü, beni görünce de, çok sevdiğim şarkıya girdi.. Notre Damın Kamburu müzikalinden la Belle.. Barbaros muhteşem okur bu şarkıyı.. Tam bir saat o harika deniz manzarasının önünde Barbaros'u dinledim, boş masamda gene dalarak.. Hem de ne derinlere dalarak.. Yerli, yabancı muhteşem bir repertuar.. Gene benim için okudu..
"İkinci Bahar!." O, o zamandı Barbü.. Ne ikincisi artık.. Elimle işaret ettim.. "Beş.. Beş.."
Barbaros bitti.. Kalktım gidiyorum.. İki masa arkamda Başakşehirli futbolcular yok mu?. Emre ve Arda tabii.. Beni görünce fırladılar.. Sarmaş dolaş.. Hele Emre.. En çok eleştirdiğim futbolcudur.. Tabak ve sevdiği deri hikayesi..
Emre'ye "Yahu biz akrabaymışız.. Fatih Özkilisli lokantasında Hasan Usta söyledi" dedim..
"Tabii" dedi, Emre.. "Ben Kambur Ahmet'in oğluyum.. Babam kaç kez 'Söylesene Hıncal'a' dedi 'Seni böyle sert eleştirmesin!.'"
"Söylersem daha da ağır yazar" demiş, Emre..
"Doğrusun" dedim. "O zaman sana sahiplenir, en mükemmel olman için yerden yere vururdum."
Gülüştük. Söz ayaküstü Dünya Kupası'na geldi tabii.
Arda da, Emre de "Kalitesi bu kadar düşük bir Dünya Kupası olmadı" dediler.. "İzledikçe kahroluyoruz. Gitmeyi başarsak, neler yapardık orda.."
Aynen öyle düşünüyorum. Şampiyon bile
olurduk..
Emre'ye "Bu böyle ayaküstü kalmasın. Özkilisli'de toplanıp bir öğle yemeği yiyelim" dedim.. "Tamam" dedi Emre.. "Ama ocağa Kambur Ahmet geçecek!."
Sevgili Hilal!. Sevgili Volkan!.. Bana harika bir gece yaşattınız..
Yüce Tanrı sizin mutluluğunuzu da daim etsin!."