Tepe yazıda Kanal D Anahaber'den söz ettim.. Bu kanalın habercilik falan yaptığı yok..
Varsa yoksa reyting..
Bunun için hem görüntü, hem lafla işi magazine döküyorlar.
Bir defa seyirciyi geri zekâlı yerine koyuyorlar.. Bir haber içinde ayni cümle en az üç kere geçiyor. Bir, Ahmet Hakan söylüyor.
İki, haber filmindeki iç spiker söylüyor.. Üç, haber filminde konuşan söylüyor..
İki, amaç haber vermek değil, reyting yapacak görüntüyü tekrar tekrar yayınlamak..
Sayın bakalım, durağa giren otobüs görüntüsü kaç defa yayınlandı?.
Üç.. Kurgu tam magazin.. Biri, bir konuda konuşuyor. İster siyasi olsun, ister yoldan çevrilen biri.. Lafı üçe, beşe bölünüyor. Her cümle sonrası, konu neyse onunla ilgili arşiv görüntüsü..
Hem de üzerinde "Arşiv" yazmadan.
Mesela Afrin'i konuşuyorsa, beş cümlesi beşe bölünüyor, her arada, bin defa izlediğim, ezberlediğimiz Afrin görüntüleri kolajı.. Bu yüzden 20 saniyelik haber oluyor, beş dakika..
Maksat zaman ve torba dolsun..
Bir de yalan söylüyorlar..
Önce alttan anons..
"Birazdan" diye. Sonra Ahmet Hakan anons ediyor. "Şimdi cepheden en sıcak görüntüler.." Sonra ekrana geliyor.
Sıcak mıcak görüntü değil.. Büyük olasılıkla TSK'nın çekip dağıttığı eski görüntüler..
"Kanal D YPG kampında" diye yarım saat anons edersen, seyirci ne bekler?.
Görüntüsü geliyor o durmadan anons edilen haberin. TSK işi bitirmiş. Kampı ele geçirmiş.. Temizlemiş..
Ahmet Hakan anlatıyor "İşte burada kamp yapmışlardı.." Tamam da, bunun anonsu o mu?.
Ahmet Hakan, Ankara kulisi için bu işleri çok iyi yapan(!) muhabire bağlanıyor. Bağlanma ve soruyu sorma nerdeyse saatler sürüyor..
"Adnan Hoca, Diyanet İşleri Başkanı için çok ağır konuştu.
Diyanet'ten ses çıktı mı?." Cevap..
"Çıkmadı Ahmet Hakan.." Yahu konuyu o kızla daha önce konuştun mutlak. Cevabı da biliyorsun.
Aslında ben de biliyorum. O zaman bu şov ne?.
Çünkü Ana Haber değil, şov sunuyorsun Ahmetcim!.
Haaa.. İyi yaptığın bir şey var.. Polemik yaratmak, milleti iyice birbirine düşürmek ve devam ettirmek..
Adam konuşurken küfür etmiş. Öyle bir kurgu ve laflarla veriyorsun ki, ben dahil herkes, iktidarda birine sövdü sanıyor.
Ertesi gün devam ettirdin. Adam açık açık "Ben Deaş'a sövdüm.
Lafımın da arkasındayım.
Gene söverim" dedi.
Vermek zorunda kaldın, ama gene öyle kurguladın ki, "Bakmayın lafına..
Aslında kime sövdü, anlarsınız" demeye getirdin.
Yahu hem de bu ülke savaştayken, tüm haber kanallarının işi, birleştirmek mi olmalı, yoksa bölmek mi, Ahmet Hakan kardeşim?.