Dün söz ettim, bizim evdeki maç günlerimizden.. İnanın o dostların bir araya gelip keyiflenmesi olmasa, hiç ama hiçbir maç çekilmez.. Ortada oynadığı futbol seyre değer bir, tek bir takım yok. Yetenekleri ile seyre değen, keyif veren futbolcu da..
Kendinizi tarafsız bir futbolsever olarak düşünün..
"Bugün falancanın maçı var. Seyredeyim" dediğiniz bir takım söyleyin bana.. Geçin..
Bir futbolcu adı söyleyin, ona da razıyım... "Bugün onun için ekran başında oturmalıyım" dedirten bir adam söyleyin..
O da yok..
Peki neden yok?.
Hocalar yüzünden..
Bir defa hepsinin aklındaki ilk şey "Önce yenilmeyelim.." Güya En Büyük (!) takımın hocası da bu kafada takım çıkarıyor. Bu kafada taktik veriyor..
"Hele bir yemeyelim de, nasılsa bir tane atarız.."
Kafa bu olunca, takım seçiminde futbol yetenekleri değil, koşuculuk baş rolü oynuyor.. En çok koşanlar tercih ediliyor.. Futbolu keyif veren yıldızlar değil. O yıldızlar oynatılırsa eğer "Sakın riske girme. Hele orta sahada topu kaptırıp bize kontratak yedirme. Yani adam eksiltmeye, top sürmeye kalkma. Riskli pas da atma. En yakınında, en kolayında olana garantili pas ver. Yana, geriye dolan dur. Top bizde kalsın. Çünkü top bizdeyken gol yemeyiz" talimatı veriliyor. Yıldız yeteneğini kullanmak yasak.. Kullanan sevilmiyor..
Hiçbir hoca tarafından sevilmiyor. Takıma konmuyor. Mecburen konursa ilk fırsatta çıkarılıyor.
Bu "Yıldız" düşmanlığının bir sebebi daha var..
Bazı adı büyük, ruhu küçük hocalar, olur da başarı gelirse, onu paylaşacak isimden nefret ediyorlar.. "Ben" demek için, yıldızı yok etmek gerek.
O zaman da sonuç..
Geçen hafta dokuz maçtan sekizini izledim.. Sekizi de keçi boynuzu.. Beş atan Başakşehir dahil.. O beşin dördü rakibin kaptırdığı, hatta asist yaptırdığı toplarla oldu. Beş golün dördü beleş, ikram.. Maç ligin birincisiyle sonuncusu arasında..
Hatırladığım tek şey, Adebayor'un muhteşem gol vuruşu.. 90 dakika.. 5 gol ve tek hareket.. Bu en iyisi.. Ötesinde o bile yok..
Ki o ötede bir derbi var.. Fenerbahçe- Trabzonspor..
İkisi arasında 2011'den kalan bir şampiyonluk hesabı var. Trabzon Fener'i bir türlü yenemiyor o var. İkisi de Şampiyonlar Ligi peşinde.. Yenerse rakibine karşı büyük bir avantaj elde edecek..
Maç berabere bitti. Ertesi gün gazeteleri okuyorum.
Aykut Hoca..
"Biz kazanmaya gitmiştik. Beraberlik beni tatmin etmedi."
Rıza Hoca..
"Kazanmak istiyorduk. Beraberliğe sevinmedik.."
Yahu bunlar milleti geri zekâlı sanıyorlar herhalde..
İkiniz de beraberliğe göbek attınız Hocalarım.. İkiniz de beraberliğe bir gece evvelinden razıydınız ki, sahaya savunma ağırlıklı koşucuları çıkardınız, hücum edecek yetenekleri, yıldızları değil.. Korkaklığınız Karadeniz dağlarına yazıldı..
İkiniz de korkaksınız. İkiniz de "Büyük Takım" hocası olmayı hak etmiyorsunuz.