Dün Yüksel Aytuğ kardeşimin köşesinde okumasam, haberim bile olmayacak.. Bu ülkede televizyonculuğun 50'nci yılına girmişiz meğer.. TRT Televizyonu 50 yıl önce bugün, yani bu satırları yazdığım gün başlamış yayına.. 31 Ocak 1968!.
O başlangıçta bir tutam tuzum vardı da, bilirim, çok iyi bilirim o günleri.. Bugün 10 yaşındaki çocuk dünyayı cebinde taşıyor. O günler.. Ya o günler..
Bir gün Atina'ya gidiyorum. Uçakta yanımda bir Amerikalı.. Sohbete başladık.. Ben atletizm seyretmeye gidiyorum. "Ya siz" dedim..
"Telefon etmeye" dedi. Önemli bir şirketin İstanbul temsilcisiymiş.. O gün mutlak yapması gereken bir New York telefon görüşmesi varmış.
İstanbul'dan Adana'yı arasan altı saat bekliyorsun.. Bağlanınca hatlar karışıyor. Doğru dürüst konuşamıyorsun. Amerikalı sabah uçağıyla Atina'ya gidiyor. Telefonunu edip, akşam uçağıyla dönecek.. O Türkiye'de televizyon yayını yapacağız, Almanların hediye ettiği birkaç kamera, 8 katlı binanın tepesine konan bir küçük antenle..
Fahrettin Işıkçı, TRT Televizyonunun Teknik Daire Başkanı..
"Bu aletlerin tamamlanmasını beklersek, hiç başlayamayız. Biz açalım, islim arkadan mecburi gelir" diye çılgınca bir karar verince başladık.
Size şaka gibi gelecek. Elde kayıt cihazı yok. Hani video derler ya, o.. Her şey stüdyoda canlı.. Bir tele sine var. Film oynatıyor. İki tane de sırt kamerası.. Habere, spora, magazine, aklınıza ne gelirse bu iki kamera gidiyor.
Televizyon Oyunu diye bir program yapardı Drama Şubesi.. 8 katlı binanın bodrumunda stüdyo. Oraya sahne kurulur. Devlet Tiyatrosu'ndan oyuncular gelir, o sahnede oynarlar. Beş stüdyo kamerasıyla çekilir ve canlı yayınlanırdı. Başka çaresi yok..
Teknik donanım Almanya'dan.. Ama Mahmut Tali Öngören'ın başında bulunduğu yayınlar, İngiliz usulü.. Yayın ilkeleri BBC'den aynen alınmış.
Spor ve Gayri Siyasi Yayınlar diye bir şube vardı. "Baba Yılmaz" diye Ankara yerel basınında ünlü, Yılmaz Tekin Onay (Güntekin'in amcası) şube müdürü. Ben de Cüneyt Ağbi ile çalışıyorum. Delta Ajans PR Müdürü.
Baba Yılmaz, haftada bir Spor Programı koymuş, salı akşamlarına.. "Sen sunacaksın" dedi. Ben de başladım TRT binasına taşınmaya..
Spor Servisi sekizinci katta.. Benim haber stüdyosu, yani kömürlükten bozma küçük stüdyo bodrumda..
Bir gün Açık Oturum yapacağız.. Konuklarla yukardan aşağı indik, stüdyoya girdik ki, yanlış hesap.. Bir sandalye eksik.. Az sonra yayın başlayacak..
Bre aman.. Tek asansör var, ne zaman geleceği, ne zaman gideceği belli olmaz.. Bir stajyer arkadaş var.. "Ben fırlar getiririm" dedi. Fırladı.. Sekizinci kata.. Bizim odadan bir sandalye kaptı getirdi bodruma..
Kimdi o müthiş genç adam?.
Uğur Dündar!.
Daha ilk günden belli etmişti yani, TRT Televizyonunun yıldızı olacağını.. Yorulmak bilmez, yedi gün 24 saat çalışırdı.. Öylesi..
Açık Oturum dedim de.. BBC ilkeleri ya.. Yayına girerken, kılığım denetlenirdi. Rozet takmam yasak.. Hayır canım, Fener, Galatasaray rozeti değil. Mülkiye rozetim bile yasaktı. TRT "Ta- raf- sız" olacak. Mülkiye rozeti taraf demek.
Bir gün.. Federasyon müthiş sallanıyor.. Her gazetede "İstifa" yorumları, manşetleri.. Dört eski federasyon başkanını davet ettim.. "En iyiyi damdan düşenler bilir" diye.. Federasyonu konuşuyoruz.. Gelen dört eski başkan da "Bu federasyonun istifası gerekir" dediler.. Programı kapadık. Ertesi gün, TRT Genel Müdürü Adnan Öztrak'ın bombası patladı..
"O Hıncal Uluç denen adam, bir daha TRT'ye ayak basmayacak. Kurumun tarafsızlığına leke sürdü. Dört 'İstifa' diyen adamı ekrana getirdi. Karşı fikirden kimse yok."
Bre Aman, Genel Müdürüm.. Adama "Fikrin ne" diye sorup ona göre çağırmak olur mu?."
"Ben anlamam" dedi.. "Ayni fikirde dört adamla tarafsız açık oturum olmaz."
Kovulduk.. Aylarca adım atamadım kuruma gerçekten, "Tarafsız Yayın" yapmadığım için.. Sonunda, TRT Yönetim Kurulu'nda iki yakın arkadaşım var. Birisi, askerde teğmenim Muammer Sun.. Öbürü Rüzgarlı Sokaktan (Ankara'nın Bab-ı Alisi) ağabeyim Emil Galip Sandalcı.. Ve de onların arkadaşı Sunuhi Cav, aylar sonra Öztrak'ı ikna edip, "Müebbet boykot"u kaldırttılar da ben TRT'ye dönebildim..
Hey gidi günler!.
Dün gece, İstanbul, Haliç Kongre Merkezi'nde 50. Yılı kutlamış, TRT Genel Müdürlüğü..
50 yıl önceden kaç kişi kaldık..
Beni "Nezaketen" davet etmeye gerek görmeyen TRT Genel Müdürü'ne teşekkür ederim..
Nice 50 yıllara..