Her maç günü olduğu gibi, bizim gurup bir saat evvelinden toplanmaya başladı.. Maç aslında bahane.. Esas olan arkadaşlar, bir araya gelmek..
Birbirimize takılmalar, şakalar.. Her çeşit kahve yapan makineler yan yana.. Sigara, puro serbest.. Yemekler, kekler, meyveler, kuru yemişler.. İkram yok. Herkes kendi alıyor.. Bu hafta Caner'in sürprizi var. Vefa'dan, esas Vefa'dan boza getirmiş, leblebisiyle..
İki saat nasıl geçti anlamadık.. Maç bitti.. Toplantı da bitti. Gittiler.. Öğleden sonradan kalma bir sürü gazete ve dergi var.. Divana uzandım. Onları da okudum..
Saat 11'e doğru her zamanki gibi yatağıma uzandım. Her gece yatakta, daha önceden kaydettiğim Jimmy Fallon, Ellen Degeneres şovlarından birini izlerim. Onların Trump'la dalga geçen, yerin dibine sokan güncel şakalarına gülerim. Hele o gece Ellen'e daha da güldüm. Trump, Ellen için "O derin devletin ajanı" demiş.. Ellen "Derin Devlet ne demek" dedi.. "Ben hayatımda duymadım.. Soruşturdum.. Trump, anlatıyormuş Derin Devlet'in ne olduğunu.. 'Derin devletin işi benim altımı oymak' diyormuş. O zaman Trump'ın kendisi Derin Devletin başı!. Çünkü Trump'ın altını Trump kadar oyan yok!."
Güldüm.. Televizyonu da, başucumdaki gece ışığını da kapadım. Yumuşacık ve sıcacık yatağıma gömüldüm ve..
Ben, biz İstanbul'da böyle rahat, böyle neşeli, keyifli bir gece yaşar, sonra sımsıcak yataklarımıza girerken, Afrin'de Burseya tepesini ele geçirmek için günlerdir savaşan ve o gün öğleden sonra ayyıldızlı bayrağımı zirveye diken Mehmetçikler geldi, gözümün önüne..
Bu ballandıra ballandıra anlattığım gecenin her ama her saniyesini onlara borçlu olduğumuz, biz ülkemizde güven içinde yaşayalım diye sınır ötesinde hiç bilmedikleri bir arazide hem de nasıl çağın ötesinde kazılmış ve donatılmış, siperler, tüneller ve pusular kurmuş, ellerinde en ileri silahlarla bekleyen teröristlerle, yağmur, çamur, bataklık bir tepeye tırmanma ve ele geçirme savaşı veren Mehmetçik, ne yapıyordu acaba?. Tepe ele geçirmek savaşta en zor iştir. Bir makineli tüfek bir bölüğü durdurur icabında.. Kaç İkinci Dünya Savaşı, kaç Kore filminde gördük..
Kurtuluş Savaşı Destanı değil midir, 57. Fırka'nın Çiğiltepe'yi alışı.. Şimdi Mehmet, Burseya tepesini alma savaşı veriyordu günlerdir.. Sivillere zarar vermemek ve tepeyi en az zayiatla ele geçirme savaşı veriyordu..
Ben yumuşacık yatağımda sımsıcak yorganıma sarınırken, o Mehmet, nerden geleceği belli olmayan kurşun, havan, roketler arasında nasıl yürüyordu, diz boyu çamur ve buz gibi soğukta!. İlkokul 4 ve 5'te Kilis, Orta 1 ve 2'de Hatay Gümrük Tabur Komutanıydı babam.. Düşünün en uzun sınırımızı, Suriye sınırını iki tabur asker korurdu, kaçakçılardan.. Yüzlerce çete vardı.. Yüzlerce geçiş noktası.. Hepsini tutmaya asker yetmez, babam her gece son anda, diyelim on geçitten hangi ikisine pusu kurulacağını belirlerdi. Kaçakçı oraya gelirse ne ala.. Gelmez de, öteki boş sekiz geçitten girerse, istihbarat alınır, bu defa kara takibi başlardı.. Hele Hatay'da o amansız, adı üstünde Gavur Dağları'nda günlerce sürerdi takip.. O yıllarda en çok afyon sokarlardı yurdumuza.. Zehir.. Onların peşinde geceler geçirirdi babam.. Dört beş gün sonra, nasıl yorgun, nasıl bitkin, ama yakalamış olmanın keyfiyle nasıl gururlu dönerdi, eve.. "Yakaladık hanım" derdi, anneme..
Bir defasında 5 milyon liralık bir yük geleceği ihbarını almışlardı. 5 milyon.. O zaman Ankara'da 5 bin liraya bir daire alırdınız.. Kaçakçılığın boyutlarına bakar mısınız?. Çete öyle büyük, öyle silahlıymış, beş milyonu korumak için.
Gitti babam.. Günlerce haber gelmedi.. Gavur Dağları'nda kovalamaca.. Nihayet kıstırmışlar.. Müsademe.. Yani çatışma.. Sonunda ele geçirmişler afyonu..
Ankara'ya tayini çıkıp geldiğimizde kalp hastasıydı babam. Genç yaşında kalpten öldü zaten.. Hep "Beni bu Gavur Dağları kalp hastası etti" derdi..
O gavurun dağlarında savaşıyor Mehmet işte.. Hıncal sımsıcak yatağında rahat uyusun, rüyalara dalsın diye..
Müftü Dedemin öğrettiği bütün duaları okuyorum, her gece başımı yastığıma koyunca.. Her gece o duaları okuyor ve "Tanrım, Mehmetçiklerin yardımcısı ol" diyorum..
Elimden gelen o..
Kulaklarımda da o ölümsüz Ertan Anapa'nın, o ölümsüz şarkısı çınlıyor..
"Benim bütün dualarım seninle.."
Benim bütün dualarım seninle "Memetçik Memet!.."