Ömür Gedik kardeşim yazmış. Kayseri gezisinde Yılkı Atlarını öğrenmiş.
Köylüye çiftçiye yük olmaya başladıkları zaman, ovaya, yaylaya salınan atlara verilen isimdir bu.. Sürüler halinde dolaşır, dururlar..
Abbas Sayar bir roman yazmıştı, Yılkı Atı diye.. 1974'te, ben Cumhuriyet'e Televizyon sayfası hazırlarken, Ünal Küpeli bir dizi yapmıştı, Abbas Sayar kaynaklı..
Yanılmıyorsam, Hüseyin Karakaş da bir belgeselle Yılkı Atlarını anlatmıştı..
O devirde olay olmuştu Yılkı Atı..
Şimdi sayıları bini bulan bu atlar için, arkasında devlet desteği de olan bir belgesel çekilecekmiş. Ömür onu yazmış.. Harika proje..
Müthiş olur..
Tabii "Yılkı Atı"diyince aklıma gelen bir Bedri Koraman şakası da var..
Onu da analım..
Milliyet'i Milliyet yapan ekipten Bedri Ağabey, son yıllarında Bodrum'a yerleşmişti.
Her yaz gittiğimizde, onunla mutlak buluşur, neşeli saatler geçirirdik. Bir gün sordum..
"Ağabey, yazın hadi Bodrum insan ve eğlence dolu.. Peki kışın sessiz ve sakinliğinde sıkılmıyor musun?. Sohbet edecek birini bulmak bile zor.." Bedri Ağabey güldü..
"Sen Yılkı Atlarını bilir misin?." "Bilmem mi ağabey!."
"İşte Bodrum'da Yılkı Kadınları yaşıyor kışları!.."
Sevgili eşi, eşsiz Nil Abla nasıl gülerek basmıştı, Bedri Ağabeye çimdiği..