Hande'yi çok severim.. Ataizi.. Bir zamanlar komşuyduk. Çok da yakın arkadaştık.. Hani "Yiyip içtiğimiz ayrı gitmez" derler, öylesi.. Sonrası yoğunlaşan işlerimiz.. Onun evlenmesi, çocuk sahibi olması.. Yollar doğal olarak ayrıldı ama, sevgi bitmez..
Dün sabah Günaydın ekimizin manşetindeydi. "Cem o gece kendini bitirdi" demiş.
"Cem" dediği Cem Davran.. Ne yapmış kendini bitirmek için.. Yakın arkadaşı, yıllarca ayni dizide oynadığı Hande'yle ilgili bir şaka yapmış, Altın Kelebek'i sunarken..
Hani Hande, dünya güzeli burnunu inat edip kestirmişti ya.. Burnu sargılı iken bir bara gitmiş, gazeteciler gelince de görünmemek için tuvalet penceresinden kaçmaya kalkışmış, sıkışıp kalınca, o komik halinin fotoğrafları ve videoları, tüm yazılı, görüntülü tüm medyada yayınlanmıştı ya.. Cem'in şakası magazin dünyamızın o unutulmaz olayıyla ilgili..
Ona kızmış Hande.. "Cem o gece kendini bitirdi" diyor..
Valla bu olay yüzünden ille biri bitecekse, biten sen olursun Handecim!.
Mizahı anlamayan, kaldıramayan bir kuşak haline geldik. Herkes her şakaya kızıyor..
Bu yıl Oscar, ya da Altın Küre Ödüllerini birlikte izleyelim mi, Hande?. Hem de en önde oturan, dünya ünlüsü, dünyanın sevip saydığı isimlerle nasıl dalga geçiyor sunucu ve kameralar o ünlüye dönüyor ayni anda.. En çok takılınan sanatçı gülüyor..
O şakalarda kullanılan malzeme en çok geçmişte yapılan hatalar..
Cem bu şakayı yaptığı zaman sen de gülsen, soranlara "Yani ne aptallıktı benim yaptığım.. Nasıl sıkışıp kalmıştım tuvalet penceresine.. Ne ileri gidebiliyordum, ne geri.. Durmadan da flaşlar patlıyordu. Ne utanmıştım" deseydin, diyebilseydin, bugün nerdeydin Hande, bir düşün hele..
Mizahı anladığımız, şakayı kaldırdığımız kadar insanız.. Unutmayalım!.