Günaydın ekimizde çalışan Ömer Karahan güzel bir özel haber yakalamış. Peşine düşmüş.. Hani Oscar'da ülkemizi temsil edecek Ayla filmine konu olan öykü var ya..
Kore'de savaşırken sahiplendiği kimsesiz kızı ülkemize getiremeyen ama yıllar sonra buluşan Süleyman Assubay'ın gerçek öyküsü..
Ömer, bugün 94 yaşında olan assubayın bu defa gerçek Türk kızına ulaşmış bir şekilde..
O kız da, hem filmi çekenler, hem de babası hakkında ağzına geleni söylemiş.
Sahtekârlıktan başlayıp, dolandırıcılık, rüşvet iddialarına kadar.
Ama bugünlerde medyamızın ortak ihmaline Ömer de kendini kaptırmış. Mesleğin temel kuralını, belki haberinin kıymetini, ilginçliğini azaltır diye ihmal etmiş. Belki o zahmete de girmek istememiş. Bilemem.. Ama dedim ya "Yarım" haberi bile ilginç.. Daha doğrusu "İlginç" olacak..tı..
Eğer, Günaydın, bu tek taraflı iddialarla dolu yazıyı "Tam filmlik skandal" diye hükme bağlayıp sunmasaydı..
İddialar doğru olabilir.
Bilmiyoruz. Ama olmayabilir de.. Karşı taraf bambaşka şeyler söyleyebilir. Eğer " Skandal" diye peşin damga vurulmasa, Günaydın da, bu defa öbür tarafı konuşturarak, kendi özel haberini sürdürebilirdi. O meslek etiğine aykırı "Skandal" damgası bu fırsatın da kaçmasına sebep olmuş..
"Meslek niye bu hale geldi" derseniz, söyleyeyim..
Esas sebep, İnternet gazeteciliği..
Gazetenin, ekin adının sonrasına eklenen "com.tr" var ya..
Orda "Tık" alsın, tıklar artsın diye her türlü cambazlık yapılıyor..
En basit örneğini vereyim.
Herkes zaten biliyor ya..
"Maç hangi kanalda" diyor google'daki başlık..
Tıklıyorsunuz.. Çıkmıyor hemen. Bir tık.. Bir daha..
Bir daha.. Dördüncü tıkta okuyorsunuz.. "Maçı televizyonlar vermiyor." Şimdi başlık "Maçı TV vermiyor" olsa, tıklar mısınız?.
Benim köşemi kırk tıkla ancak okuyanlardan yüzlerce şikâyet aldım.. Aynen ilettim..
Sanırım işe yaradı ki, arkası kesildi.
Ama haberlerde, başta Hürriyet ve NTV, tüm medya "Tık" cambazı..
Bir haberi on tıkta okursanız, şükredin..
Yani "Tencere dibin kara" durumları..