"Manisa'da tek bir sihirbaz tanımıyordum. Şimdi dünya starlarının numaraları telefonumda kayıtlı."
"Geçen hafta sonu gerçekleştirdiğimiz 'İstanbul Magic Festivali, Uluslararası Close-up / Masa üzerinde gösterilen hünerler Yarışması'nda' 2'nci olan 15 yaşındaki genç yetenek Batuhan Yılmaz, deneyimini seyircilerle böyle paylaşınca, yol arkadaşlarımla gözlerimiz doluverdi" dedi, bu festivali "Sihirli Kent" dediği İstanbul'a kazandıran, ülkemizin dünyaca ünlü sihirbazı Kubilay Tuncer..
"Zira, bu sözler, Türkiye'yi dünya sihirbazlık haritasında en üst sıralara çekme hedefiyle kalkıştığımız bu çetin ve çetrefilli işin bizim açımızdan en büyük ödülünü teşkil ediyordu.."
Kubilay ve ona destek olan dostlarının temel amacı, bu ülkedeki "Genç sihirbazların ufkunu açabilmek"ti.. Ve Batuhan, 15 yaşında hem de ne dünya devlerini geride bırakıp, daha festivalin ilk yılında onları amaca ulaştırmıştı..
Nerdeyse 20 yıldır tanıyorum, Oyuncu, yazar, senarist Kubilay'ı.. Ama çocukluktan beri kişisel hobim olduğu için, en çok sihirbazlık yanını seviyorum..
Amerika'nın, Avrupa'nın, sokak kafelerinden, en mükemmel, en pahalı gece kulüplerine, mesela Paris sokaklarından, Las Vegas salonlarına hep sihirbazlar görürsünüz.. Ben de hep onlara giderim. Kubi'yi (Kısa adı QB, böyle okunur.) tanıyınca, onu milenyuma girerken TRT'de yaptığımız Tele Pazar adlı canlı yayına aldım. Ne ilgi toplamıştı. O gün, bugün can dostuz..
Bana gelip bu dünyaca ünlü ustamız Zati Sungur için bile zor, "Uluslararası Festival Projesi"ni anlattığında açık söyleyeyim, başaracağına inanmamış ama elimi uzatmıştım. "Bana düşen neyse yaparım" dedim..
QB, yaptı.. Ben de ona "Söz senin!.. Anlat bakalım, bu festival gerisinde ne bıraktı. Mesleğe, ülkemize ne kazandırdı..
Söz Kubilay Tuncer'in..
***
Eksiğimize gediğimize rağmen işi başarabildiğimizi düşünüyorum. Çünkü ülkemizden ve çevre ülkelerden gençler festivale büyük ilgi gösterdi.
Miguel Angel Gea, Viktor Voitko, Lee Alex gibi dünya starlarıyla buluşma, onların seminerlerini takip etme şansını yakalamış oldular.
İngiliz Sean Adams'ın kazandığı Close-up yarışmasını neredeyse tümüyle 20 yaş altı gençler domine etti ve bizim gençlerimiz son derece profesyonel bir jüriden 2'ncilik ve 3'üncülük ödüllerini kapmayı becerdiler.
Genel Sahne Sihirbazlığı yarışmasında Çağatay Yılmazoğlu, Bulgar ve Yunan rakiplerini geride bırakarak birinciliği kazandı. Çağatay da kuşağının zıpkın gibi adamlarından. Bu gençler bize mesleği bıraktırır. O derece iyiler.
Salonları dolduran seyircilere ve dünyanın dört bir tarafından gelen sihirbazlara söz verdik.. Harıl harıl bir sonraki festivale hazırlanıyoruz. Kapımız, sahnemiz ve gönlümüz her zaman bütün sihirbazlara açık. Ayrılık gayrılık da istemiyoruz.
Ülkemize ve sanatımıza hizmeti görev kabul ederek giriştiğimiz bu festivali; eş dost katkısıyla, cahil cesaretiyle ve cebimizden para harcayarak düzenledik. Seneye daha çok destek devşirmeyi, sponsorlar bulmayı hedefliyoruz. O zaman, daha iyi organize olup içeriği daha da zenginleştiririz, hem de toplanan bilet paralarıyla genç sanatçılar için burslar oluştururuz.
Anadolu'dan İstanbul'a gelecek imkânları olmayan çocukları ağırlarız. Bu çocuklar azıcık teşvikle dünyayı sallamazlarsa ben de hiçbir şey bilmiyorum demektir.
İllüzyon, inanılmaz bir popülaritesi olan evrensel bir sanat. Dünya üzerinde milyarca dolarlık bir endüstri. Youtube kuşağının en çok ilgi gösterdiği ifade araçlarından biri. Ama daha önemlisi, insanları mutlu etmekten başka bir hedefi olmayan tertemiz, pırıl pırıl bir sanat dünyası.
Sydney'den Las Vegas'a sahneye çıktığım her yerde Türk olduğumu duyan sihirbazlar bana hep Zati Sungur'u (1898- 1984) sordular, inanır mısınız?. O bizim dünya markamızdır. Şimdi yeni Zati Sungur'lar çıkartmamız gerekiyor.
Umarım kısa zaman içinde İstanbul Magic Festival'i de bir dünya markası yaparız ve dünyaya star ihraç eden bir merkez haline geliriz.
"Kubicim, bu işler zor işler; para pul filan gerekir" dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Tamam. Ama ne yapalım?
Şapkadan tavşan çıkarmak da bizim işimiz.