Doğan Heper, Rıdvan Ege ve Ayhan Karapars'ı da kaybettik geçen hafta.. O kadar yoğundu ki gündem, elim deyip yazamadım..
Doğan Heper, 53 yıllık Milliyetçi idi. Abdi İpekçi'nin ölümünden beri adeta bir eğik düzlem üzerinden aşağı kayan Milliyet'in bu hallere gelişini adım adım yaşadı. Sebebi biliyordu.. Milliyet gidenlerin yerine yenileri koyamamıştı.
Abdi İpekçi, Namık Sevik gibi zirveler değil sadece.. Ozan Sağdıç, Hüseyin Kırcalı gibi foto muhabirleri de bulamamıştı. Turhan Selçuk, Bedri Koraman gibi karikatüristler hele hiç. Hasan Pulur, Kahraman Bapçum gibi köşe, Mete Akyol, Halit Çapın gibi röportaj yazarları da olmadı bir daha.. Say say bitmez.
Bab-ı Ali en muhteşem yıllarıydı. Plaza devrinde iniş başladı. Yeniden şehre bir apartmana sığınmak da sonun başlangıcı..
Prof. Rıdvan Ege ile Ankara yıllarımda çok yakındık. Onun tıp adamı, benim gazeteci olarak baş konumuzdu Trafik.. Dernekler kurarak mücadele etti, trafik terörü ile. Ülkenin ilk Trafik Hastanesi'ni o kurdu. Ama kıymeti anlaşılmadı. Unutuldu..
Ayhan Karapars, TRT'nin TRT diye efsane olduğu günlerin muhteşem kadrosundaydı. Ben de Cumhuriyet'te TV sayfası yapardım.. Çok yakın arkadaşımdı, TRT'nin içinde ve dışında.. Çok iyi yetişmiş bir yayıncıydı Ayhan..
Üçünün de yerleri cennet olsun!.