Hafta sonu TV yazarımız Yüksel'e (Aytuğ) bir mesaj atmıştım.. Köşesine aldığı bir laf beni ağlayası duygulandırmıştı da..
Bir program konuğu, iki bacağını trafik kazasında kaybetmiş tekerlekli sandalyeli atlet Tuğçe Akgün'e, sunucu "En çok neyi özledin" diye sorunca, Tuğçe şöyle demişti..
"En çok ayak seslerimi özlüyorum.."
Onu yazmıştı Yüksel, işte..
Nasıl insanın yüreğine inen bir cevaptı bu..
Yüksel dün yeniden konuya dönmüş, "Bir şeylerin kıymetini ancak kaybedince anlamak" üzerine yazmıştı.
Konunun başka yanı var..
Ayak sesi, atletin, orta ve uzun mesafe koşucusunun hayatında çok çok önemlidir. Baştan sona çekişmeli geçen bir yarışta son düzlüğe girdiğinizde, dönüp arkaya bakmak, zaman, hatta madalya kaybettirir. Arkadan gelenin ne kadar geride olduğunu, atak yapıp yapmadığını, ya da sizin atağınıza cevap verip vermediğini ancak ayak seslerinden çıkarabilirsiniz. Bu yüzden atlet kulağı ayak sesine fevkalade duyarlıdır.
Eskiler için "Su sesi, para sesi, kadın sesi" neyse, atlet için ayak sesi odur, yani!.