Evvelden senaryo yazarları iyi bir öyküyü alır ve sinema diline çevirirlerdi. Bu dijital teknolojiler ortaya çıkınca, yöntem değişti.
Birileri ortaya çıkıyor, akla hayale sığmaz aksiyon sahneleri yazıyor. Dijital sinema eskiden sadece çizgi filmlerde yapılabilen her şeyi şimdi gerçek oyuncularla yapıyor ya..
Mesela bir uçak, kapısı havaya uçmuş hızla yere çakılırken, içindeki erkek ve kadın havalarda uçarak paraşütü kapmaya çalışıyorlar..
Mesela, beş bin yıllık bir mumya, lahtin içinde ete, kemiğe ve kana bürünüp ayağa kalkıyor..
Şimdi senaristin işi, bu iki (Ve tabii benzeri yüz tane daha) heyecan ve gerilim sahnesini bir araya getirecek hikâye için kafa çalıştırmak..
O da kolay..
Mesela, bir yanda geçmişte çok iyi iş yapan Mumya filmleri.. Bir yanda daha da iyi gişe getiren "Görevimiz Tehlike"ler..
Al sana "Mumya" filmi..
Hele de Tom Cruise gibi böyle akla sığmaz sahneleri fevkalade oynayan oyuncu olunca..
Tom Cruise, dublör kullanmamasıyla ünlü bir aktör. İyi de aktör üstelik. Filmin en güzel sahnesi o düşen uçak.. O sahnede dublör istememiş Cruise ve o uçağın içini stüdyoda aynen kurmuş. Gerisi teknoloji..
Mumya da, Cruise sayesinde izleniyor zaten. Hikâyesi palavra.. Bitmeyen finali felaket ama öyle olması gerek. Çünkü devam filmi, belki de filmleri çekilecek..
İşi biraz ortada bırakmak lazım ya..