Yahu bu ülke spor basınındaki kompleksin sebebini bir türlü çözemiyorum..
Fenerbahçe Avrupa Ligi'nde şampiyonluğu üçüncü kez kaçırdı.
Maçı televizyonda izledim. Bu üçüncüsünde kupa adeta avcunun içine konmuştu. Ama kenardan iyi yönetilmediği için kaybetti.
Maç içinde iki defa rakibine büyük seriler vermiş, geri düşmüş ama geri dönmüştü. Son çeyrekte farkı 2 sayıya indirmişlerken (62- 60), hem de uzunları pota dibinden benim bile atacağım bir sayıyı kaçırdı ve maç hayatımda görmediğim şekilde döndü.
Fenerbahçe tam 9 dakika bir daha sayı atamadı. Maçın bitmesine 18 saniye kala ancak rakip potayı bulabildiler ve skorlarını 63 yaptılar ama, o dokuz dakikada atı alan Üsküdar'ı geçmiş Dinamo Kursk sayısını 77'ye çıkarmış, işi bitirmişti bile..
10 dakikalık bir çeyrekte tam 9 dakika sayı atamayan bir Avrupa Şampiyonası finalisti olabilir mi?. Oralara gelmeyi başaran bir takım, 9 dakika suskun kalıyor ve durmadan boş dönüyorsa eğer, o takımın koçu başka ne zaman eleştirilir söyler misiniz?.
Maçı Sabah'ta yorumlayan Volkan Üstünyıldız kardeşim, Fener koçunu gene de kutluyor yazısının sonunda.
Pes!.
Ama kabahat onda değil.
Bizim spor medyasının ruhu bu.. "Şampiyonluk niye kaybedildi" diye sormaz hiç..
Çünkü "Türk takımı ise, şampiyonluğa layık değildir. Finale gelmesi bile alkışlanacak başarıdır" çakılıdır kafalarında..
Yazık!..
Lyon'u orda hem de farklı yenip, buraya işi bitirip gelecek Beşiktaş'ın niçin kaybettiğini anlatan kaç ciddi yorum okudunuz, buradaki maçta Şenol Güneş'e yol gösterecek, ayni hataları tekrarlamasını önleyecek?.
Yapmayın dostlar..
Etmeyin kardeşler..
Eylemeyin meslektaşlar..