Yalçın Tura, benim için Keşanlı Ali'dir.. İlk gençlik yıllarımda Engin Cezzar/ Gülriz Sururi ve de, hele Semiha Berksoy'dan izlemiş, şarkılara tutulmuş, hemen hepsini ezberlemiştim.
Hala, bu ülkede ve dünyada çıplak gözle izlediğim müzikaller içinde bir numaradır.
Sevda- Cenap And Müzik Vakfı, işte bu Yalçın Tura'ya, "Onur Ödülü Altın Madalyası" vermişti, 2015 yılı için.. Bu ödülü, benzerleri içinde "Ayrı/ En önemli" yapan bir özellik var.
Vakıf "Altın Madalya" verdikleri için bir de "Armağan" kitap hazırlatır.
Yalçın Tura Armağan kitabını Şefik Kahramankaptan hazırlamış.. Uzun yıllar Yankı'da birlikte çalışmıştık. Ben yazıların çoğunu yazardım. Şefik de Yazı İşleri Müdürüydü. İkimiz de Kışlalı ekolündeniz yani..
Vakıf, Cumhuriyet döneminin sadece bestecilikle yaşamını kazanmış ilk bestecisi olan, halkın başta Aşk-ı Memnu olmak üzere film ve dizi müzikleriyle yakından tanıdığı Yalçın Tura'yı ödüllendirirken, üstada "Armağan kitabınızı kim yazsın?" diye sormuş.. Tura daha önce bu ödülü alan Ferit Tüzün, Ayhan Baran ve İlhan Baran'ın kitaplarının yazarı, tarzını ve anlatımını beğendiği Şefik Kahramankaptan'ı önermiş.
Bizim Şefik de hemen kolları sıvayıp görüşmelerine, araştırmalarına başlamış.
Bakın sunuşunda ne diyor:
"Yalçın Tura'nın bazı müzikleri pek hüzünlü, dokunaklıdır. Bu kitap da, benim için hüzünlü bir çalışma oldu.
Nedeni, Yalçın Tura'nın boynuna Onur Ödülü Altın Madalyası'nı 6 Aralık 2015'de takan ve ödül kitabını yazmamı benden rica eden Vakıf Başkanı, değerli dostum, büyüğüm Mehmet Başman'ın artık aramızda bulunmaması. Kitabı, Mehmet Başman'ın aziz anısına adıyorum."
Yalçın Tura'nın yaşamını tüm yönleriyle özetlemeye, besteci, müzikolog, düşünür, eğitimci ve insan olarak bir portresini çizmeye çalışan Şefik, bu iddiasında da başarılı olmuş. Ne ilginç anılar, ne ibretlik olaylar, dinleyip geçiverdiğimiz kimi eserlerin arkasında yatanlar..
Yakın müzik tarihimize ilişkin ince ayrıntılar, eleştiriler, düşünceler..
Yıllardır kayıkçı kavgası gibi devam eden teksesli-çoksesli ayrımının yapaylığı, gereksizliği Tura'nın veriminde nasıl da ortaya çıkıyor.
Bir bestecinin "taraf" olmadığı için "bertaraf" olmadığını, aksine özgün Türk müziğini nasıl ortaya koyduğunu, kitlelere kendini hangi yöntemle sevdirdiğini Tura'nın öyküsünü okuyunca daha iyi anlıyor insan..
Hele o ekindeki CD yok mu?
Tura'nın şarkıdan konçertoya, operadan yeni geleneksel tarz yaratılarına örnekleri dinleyince bestecinin verimliliği daha iyi hissediliyor.
Şefik kitaba "Ezgiselliğin Doruklarında" başlığını koymuş.
Gerçekten de Tura'nın yalın ama vurucu ezgiselliği müziğinin en önde gelen özelliği.
Kitap bana iki dostumun Tura ve Kahramankaptan'ın imzalarıyla en ezgisel yeni yıl hediyesi oldu.
Kitabı edinmek isteyenler İstanbul'da Pan Yayınevi, Pandora Kitabevi, Ankara'da Tunalı Dost ve Tunalı'daki Vakıf merkezinden, Eskişehir'de Anadolu Üniversitesi'nin içindeki İnsancıl Sahaf'dan temin edebiliyor, bunların web sitelerinden de ısmarlayabiliyorlar.