Başlıktaki deyim bana ait değil. Pazar gecesi, TV'de takip ettiğim tek dizi, Jimmy Fallon Show'da, anlatıyordu ünlü komedyen.
Facebook, ayni anda 50 kişinin bir arada konuşabilmesini sağlayacak yeni bir gurup projesini test etmeye başlamış..
Jimmy "Bu teste katılmak istiyorsanız, girin internete, 'Yaşayan Kâbus' yazın, tamamdır" dedi..
Dün sabah da Günaydın ekinde Ayşe'yi okudum..
WhatsApp denen karın ağrısı, gün 24 saat, telefonuna durmadan mesajlar düşürüyormuş. Gece yarısı.. Sabahın körü.. Yağmur gibi densizlikler.
Bir arkadaşı 50 kişilik bir gurup kurmuş. Sormadan etmeden Ayşe'yi de almış. Şimdi kızın telefonu bilmediği, tanımadığı, istemediği 50 kişinin cebinde iyi mi?. Sorgusuz sualsiz!. Ve onlardan yağmur gibi mesaj..
Ayşe uzun uzun yazmış şikayetini.. Ama haksız..
Beni niye alamıyorlar saçma sapan gruplara?. Benim telefonumu niye bana sormadan ona buna dağıtamıyor kimse?. Benim telefonuma niye dakikada 198 mesaj düşmüyor.
Çünkü, Sevgili Ayşe, ben o "WhatsApp denen, özel yaşam katilini, telefonuma indirmedim" de ondan..
Hepsi bu kadar basit!.
Yani bende "Yaşayan Kâbus" yok!.
Ben izin vermediğim için!.
Valla bu yüzden de, ne senden, ne başkasından zerre eksiğim yok.. Ama "Huzur" gibi bir fazlam var..